Son bir haftadır yağan mesajın, elektronik ya da normal postanın, telefonun haddi hesabı yok..
Yılbaşı tebriklerine, baş sağlığı mesajları karıştı.. Yeni yıla birkaç gün kala, ailemizin en büyüğü, Hayati Dayımı kaybettik ya..
Duygulu ve gururlu bir cenaze töreni oldu.. Ne dostlar ordaydı.. Ne dostlar çelenk yollamışlardı..
Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören'in dev bir çelengi vardı. Fenerbahçe, yönetimden Metin Şen, tribünlerden Paşalı Birol ile ordaydı. Galatasaray'dan, dayımın hizmet ettiği Galatasaray'dan ne bir ses, ne bir nefes vardı.. Dayımın zamanındaki başkan Alp Yalman hatırlamıştı sadece..
Bütün başsağlığı mesajları içinde, Okan Tören'inkini sözcü seçtim..
"Ölüm tül perdesinden bir haber,
Ölüm güzel olmasa
Ölür müydü peygamber
demiş Necip Fazıl.. Onu nakletmiş Okan..
Yılbaşı tebrikleri içinden seçtiğim de Rafi Portakal'ınki oldu..
"1965'de içilen kahvelerin hatrı bitmiştir.." Yüzlerce, binlerce baş sağlığı ve mutluluk dileklerine ayrı ayrı yanıt vermek mümkün mü?..
Allahtan köşem var buradan seslenebiliyorum..
Teşekkürler dostlarım.. Teşekkürler..