ÜLKÜ Tamer bir mektup göndermiş bana.. Üslubundan ve " Filmi (Sinema Bir Mucidedir) henüz görmedim" demesinden tahmin ediyorum ki, yapım ekibine bir kırgınlığı var.. Hangi yazar kendi yapıtlarından ortaya çıkan filmi merak etmez, koşarak gitmez ki?.
"Babanla Toto Karaca arasındaki sinema basma olayı öykü kitabımda yok. Filmde olduğunu senin yazından öğrendim" diyor..
8 Mart 1976'da teyp eşliğinde konuşmuş Toto ile.. "Kendi sesinden aktarıyorum" diyor..
"Antep'te oldu.. Benim başıma geldi. Oranın diyorlar, Rudolph Valentinosu, Fuat.. Hiç unutmam, ismi de Fuat.. Nakip Ali tiyatrosunda.. Atla geldi, atla girdi salona, beni kaçırmak için. Atla geldi, atla.. Bir de dövüştü.. Piyes oynanırken geldi.." Gencecik Toto Karaca'nın hoşuna gitmiş olmalı, beyaz atlı prensin kendisi için tiyatro basması.. Öyle sanmış, sanmak hoşuna gitmiş..
Oysa dedim ya, mesele Toto olsa, Çerkez teğmeni Fuat'ın işli bitirmesine kimse engel olamazdı.
Babam "Yer yok" diye kendisini başından savmak isteyen tiyatro sahibine ders vermek için basmıştı, Nakip Ali'nin sinemasını..
"Ne demek ulan Deli Fuat'a yer yok?.."