Biz bu yolu gazeteciliğimizin ilk yıllarında gördük.. Adnan Menderes'i, halkın sevgilisi olmaktan çıkarıp felakete götürdü.. Şimdi Recep Tayyip Erdoğan, Mehmet Akif'in sözlerini unutmuş, ayni yolda çok hızlı adımlar atıyor..
"Tarihi tekerrürdür diye tarif ediyorlar,
Hiç ibret alınsa idi, tekerrür mü ederdi" demiş şair..
Menderes, en küçük eleştiriye tahammül edemez hale gelmişti.. Basını susturmak için elinden geleni, hatta fazlasını yapmaya kalkıştı.
R.T. Erdoğan ki, Cumhuriyet tarihinin en az eleştirilen başbakanlarından biridir, hatta medyanın büyük bir çoğunluğu, gözü kapalı, eli bağlı arkasındadır, buna rağmen hoş görüsüz, tahammülsüz..
Menderes'in ikinci hedefi üniversitelerdi. Her fırsatta öğretim kurumlarına saldırır, hocalarına hakaret ederdi.
R.T. Erdoğan, üniversiteye tüm öfke ve kini ile saldırıyor. Üniversitenin en büyük kurumlarını ve kişilerini hedefe oturtmuş, durmadan vuruyor.
"YÖK intikam alıyor" diyor.. Bu deyiş bir itiraf değil mi?..
İntikam tek taraflı bir eylem değil, bir tepki şeklidir. Bir şey yaparsan intikam alırlar, durup dururken intikam olmaz.. RTE "Biz yaptık, onlar da intikam alıyorlar" diyor açıkça..
Menderes 100 yıllık Mektebi Mülkiye'yi kapatmaya kalkışmıştı.
R.T. Erdoğan, Mülkiyeliler Birliği'ni hedefe oturtmuş.
Mülkiyeliler Birliği, ülkenin en önde gelen sivil toplum örgütlerinden biri olarak bir bildiri yayınlamış ve hükümetin uygulamalarıyla ilgili görüş ve eleştirilerini açıklamıştı. Birliğin üzerine dehşetle gidildi. Devlet memuru olan birlik başkanı hakkında soruşturma açtırıldı ve kınama cezası verildi.
Menderes muhalefeti susturmak için Meclis iç tüzüğü ile durmadan oynamıştı.
R.T. Erdoğan temel kanunların muhalefete söz hakkı tanınmadan yasalaşmasını sağladı. İki günde 24 yasa geçti.
Menderes müthiş bir kadrolaşmaya gitmiş, bürokrasinin tüm kilit noktalarına yandaşlarını yerleştirmiş, yetmemiş, Vatan Cephesi uygulaması ile kalanları da bünyesine alma yolunu seçmişti.
R.T. Erdoğan, devlette tayin yolu ile daha yoğun bir kadrolaşma sağladı, sivil toplum örgütlerini de ele geçirmek için de akla sığmaz çalışmalara girişti. Başbakan'ın hedeflerinin başında gelen spor örgütleri, federasyonlar ve kulüpler birer birer AKP yandaşlarının eline düşüyor.
Menderes bağımsız yargıyı kontrol için bir dizi anti demokratik yasa ve yönetmelik çıkarmıştı.
R.T. Erdoğan, ayni yoldan giderek, hâkim ve savcıların atanma yetkisini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndan alarak, Adalet Bakanlığı'na verdi.
Örnekleri her alanda bularak uzatmak mümkün.. Ama gerek yok..
Önemli olan, Menderes'in yolunun, yol olmadığının bilinmesi.. Hatırlanması..

***
Yurtdışında, AB'ye karşı tam uyumlu, hoşgörülü, barışçı, güleryüzlü bir güvercin tablosu çizen Recep Tayyip Erdoğan, içerde asık yüzlü, en ufak eleştiriye tahammül etmez, en ufak hoş görüden uzak, saldırgan bir şahin olarak ortaya çıkıyor..
Dışarıda tam demokrat, içerde demokrasi deyince tüyleri diken diken oluyor..
Bunların hangisi gerçek Recep Tayyip Erdoğan'dır peki?..