Abuzittinciğim,
Geçen gün Cengiz Oskay geldi.. Ben, turizme, turist bavulu taşıyarak başlayan, sonra da Turizm Bakanlığı'nda müsteşarlığa kadar yükselen tek bürokrat bilirim, o da Cengiz Oskay' dır. Hemen hemen her başarılı bürokratın başına gelen onun da başına geldi. Daha uzun yıllar hizmet verebilecekken tepesi attırılıp turizm sektöründen kopması başarılı bi şekilde sağlandı.
Neyse, Cengiz'in hayatı ayrı bi hikaye.." Yıllardır Knidos'a gitmedim.. Beni götür" dedi. Gittik. İnsanlara tonlarca toz, toprak yutturduktan sonra, Karayolları, Datça yolunu bitirmiş gibi.. "Gibi" diyorum, 15 kilometrelik Datça girişi kalmış.. Önümüzdeki yıla o da bitecekmiş. Güzel yol yapmışlar, ellerine sağlık..O eski virajlar, dön baba dönelim, tarihe karışmış. Datça Marmaris arası artık 45 dakika veya 1 saat.. "Yol genişlemiş" diye topuklamaya kalkarsan daha da kısa sürede gidebilirsin ama "nereye?" onu bilemem..
Bizde asfalt, büyük ihtimalle, Knidoslular zamanından kalma teknikle yapıldığından, ummadığın yerde, çakıla takılıp, arabayı savurtabileceğini yalnız Datça yolunda değil her yolda asla unutmamalısın.
Palamutbükü'nden sonraki daracık Knidos yolunu da asfaltlamışlar. Eski halinden iyi.. Knidos son 10 yıla kadar tamamen unutulmuş bi toprak parçamızdı.. Bu arada bi sürü tarihi eser yabancılar tarafından kaçırıldı.
Şimdi artık Jandarma karakolu kurulmuş, askerler devriye geziyorlar, bi nizam intizam gelmiş. Gelmiş de Knidos yanı başımızdaki Yunan'da olsa, adamlar orayı çoktan yeniden yaratmıştı ve turizme açıp paracıkları toplamaya başlamıştı. Antikçağın en önemli yerleşim merkezlerinden biriymiş Knidos.
Düşünebiliyor musun, MÖ. 8'inci yüzyılda nüfusu 70-80 binlere varmış. Denizcilik var, tacirlik var, seks var.. Çağın ilk modern genelevleri orada kurulmuş iyi mi? Güzellik ve seks ilahı Afrodit'in de heykelinin de Knidos'ta olması gerekirdi ama tozu bile kalmamış. Knidos için belki de "dünyanın ilk turizm kenti" de denilebilir. Çünkü yabancılar akın akın gezmeye gelirlermiş. "Savaşma seviş" lafının mucidi de onlar ki, savaştan kaçıp şaraba daldıklarından, 1400 yıl kavgasız dövüşsüz yaşamışlar.
Aristo'nun deyişiyle de "gerçek demokrasi" o devirlerde yalnız Knidos da varmış! (Onlardan da biz devralmışızdır!) İşte şimdi ellerinde fırçalar, Selçuk Üniversitesi'nin, 5 adet öğrencisi, topraklar altında kalmış bu medeniyeti, gün ışığına çıkarmaya çalışıyorlar. 5 kişiyle 5000 yıl çalışsalar çıkaramazlar.
Buraya devletin ciddi biçimde el uzatması ve ciddi bi sponsorla biran önce Knidos'u dünya turizmine açması lazım.
Yarışın startında Formula 1 arabalarının arkasından bi kova su dökmeyi planlamakla meşgul Turizm Bakanıyla Knidos'u kurtarma şansımız olabilir mi acaba?
Münasip yerlerinden öperim Abuzittinciğim.
Kardeşin Güneş.