Bir ülkede muamele yasalara değil, adamlara göre ise, vicdanların rahatlığı mümkün olabilir mi?. Tatil dönüşü aldığım gazetenin manşetini, bu manşete paralel Ergun'un yazısını ne kadar sıkıntı ile okuduğumu tahmin edemezsiniz.. Ergun enfes, ama o oranda da trajik, okuyanın içini sızlatan bir üslupla, haksızlığı anlatmış.
İşin özeti şu..
Bu ülkede batık banka patronları ikiye ayrılıyor.
Hortumcular ve Kaza Kurbanları..
Peki kim hortumcu, kim kaza kurbanı ayrımı nasıl yapılıyor?.. Hayır.. Ayrımın hukukla ilgisi yok.. İş siyasetçiler, bürokratlar ve medyanın elinde..
Bunlardan bir gurup sizi sevmiyor, hasım, rakip falan görüyorsa, "Hortumcu" oluyorsunuz. Bunların ayağına basar durumunuz yoksa, kaza kurbanı..
Hele şimdi ortaya düşen bir bomba var..
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, TMSF ile anlaşmış, borcunuzu kabul etmiş ve bir plan dahilinde ödemeye başlamış, hatta tümünü ödemiş olmanız, lehinize değil, aleyhinize oluyor.
Devletle anlaşmanın adı, "Suçu kabullenmek" kabul ediliyor..
Yani mesaj şu..
"Sakın borcunu kabul etme.. Bırak mahkemeler yıllarca sürsün.."
TMSF'ciler diyor ki..
"Şimdi biz kiminle nasıl anlaşma yaparız?. Artık imza atmak zorlaştı.." TMSF'ciler diyor ki..
"Adamla anlaştık. Borcunu ödemeye başladı. Şimdi mahkum olup içeri girerse borcunu ödemesi zorlaşacak.."
Halk dilinde bunun adı, üzüm yemek değil, bağcı dövmek.. "Bütün bağcılar dövülecek" dense, gene bir derece.. İçinden seçip seçip dövdün mü, olmuyor..
Şimdi bütün bu karmaşayı düzeltmek, bana sorarsanız, Adalet Bakanı'nın elinde.. Her birine ayrı bir yasa ve maddesi uygulanan insanların tümünün durumunu içine alacak bir yasa hazırlamak ve Meclis'ten hızla geçirmek..
Tüm batık bankacıları, ayni eşit düzende ele almayı sağlayacak bu yasa, kamu vicdanını rahatlatacaktır.
Türkiye bir hukuk devleti ise, ki öyledir, bu yaranın daha fazla kanaması önlenmelidir.
Yasalar çeşitli olursa, hele nerdeyse özel yasalar çıkarsa, hukukun netliği kaybolur.. "Hukuk asgari mantıktır" deyişi tepe taklak olur. Mantığa aykırı, birbirinin tam zıddı kararlar ve uygulamalar, eşitlik duyusunun büyük ölçüde zarar görmesine yol açar. İnsanlarda hukuk inancı zayıflar.
Elinde bir terazi tutan Adalet Simgesinin gözü niye bağlıdır?.
Önüne geleni tanımasın, adama değil, hukuk anlayışına, hak ve adalet ilkesine göre karar versin diye..
Adalet Bakanlığı, net, açık ve anlaşılır bir yasa ile farklı uygulamalara derhal son vermenin yolunu açmalıdır.
Yaralı hukuk, ancak o zaman gene dimdik ayakta durup, terazisini dengede tutabilir.
Kamu vicdanı, ancak o zaman, Adaletin, önüne gelenin kimliğine hiç aldırış etmeden, gözü bağlı, sadece hukuk adına gerçekleştiğine inanacaktır.
Bugün Adalet Duyusunu fena halde yaralayan kaos, ancak o zaman sona erecektir.
Türkiye Cumhuriyeti Adalet Bakanı'nın gerçekleri en az benim kadar bildiğine inanıyorum.
Vicdanının da, en az benimki kadar rahatsız olduğuna inanmak istiyorum.