Efendim, Herkül'ü bilirsiniz, hani yarı insan, yarı tanrı müthiş güçlü adam.. Poseydon da, denizlerin tanrısı.. Bu ikisi, tanrılar tanrısı Zeus'a isyan eden devleri tarumar etmişler. Ölülerini taşa çevirip Ege'ye atmışlar.. Bu taşlar olmuş bir ada.. Bu adaya, tanrı Apollon'un torunu Mykon'un adını vermişler.. Olmuş Mykonos..
Mykonos mitolojide de bir turist adası.. Bir farkla.. O zamanın turistlerinin niyeti Mykonos değil. Orada zorunlu ikâmet ediyorlar.
Mykonos'un yanında, yüzme mesafesinde ikizi Delos var.. Asıl yıldızı parlak ada Delos.. Kutsal.. Neden?.. En güzel erkek Apollo ve en güzel kadın Artemis burada doğmuşlar. Delos adeta bir hac yeri, İsa'dan yüzlerce yıl öncesinden başlayarak. Öyle kutsal, öyle kutsal ki, burada doğmak ve ölmek yasaklanmış tanrılar tarafından..
Eee.. Ne olacak?.. Olacak şu?.. Millet komşu Mykonos'a gelip orada kalacak. Delos'a günü birlik gidip dönecek.. Bugünkü gibi.. Ama biz gidip dönemedik. Delos gemileri sabah kalkıyor, akşam dönüyor. Biz adaya vardığımızda öğleden sonra idi. Ertesi sabah da döndük zaten..
Delos'taki müthiş uygarlıktan kalıntılar var.. Heykelleri dünyanın dört bir yanına, en çok da Atina'ya kaçırmışlar.. Ama gene çok zengin, görülmeye değer bir kültür hazinesi meraklısı için duruyor.. Mykonos'ta yaşamın İsa'dan beş bin yıl öncesine dayandığı tahmin ediliyor. İsa'dan 3 bin yıl öncenin kalıntıları var. Çeşitli kabileler görülmüş, İsa'dan 9 yüz yıl öncesine kadar. Bu tarihte İyonlar gelmişler Atina'dan..
Mykonos, kutsal merkez Delos'un gölgesinde yaşamış, yüz yıllar boyu.. Ada giderek bir korsan uğrak yeri, barınağı haline gelmiş.. 1207'de Venedikliler adayı ele geçirmişler. 1537'de de Türkler.. 1821'de Yunanlılar bağımsızlık için isyan edince, başı Mykonos çekmiş. Manto Mavroyenous adlı efsane bir kadın liderliğinde Mykonoslular, Adayı bizden geri almışlar. 1830'da bağımsızlık kazanılmış ama, Mykonos'un 22 gemi ve 500 gemiciden oluşan filosu da tükenmiş. Yeniden yapmaya kalkmışlar ama, artık çok geç. Buharlı gemiler Akdeniz'i istila etmiş..
İkinci Dünya Savaşı sırasında, Almanlar da, İtalyanlar da bu kaya parçası ile uğraşmak istememişler. Savaş boyu birbirlerine ikram edip durmuşlar.. Bir manga askerle, ada iki müttefik arasında gidip gelmiş..
Sonrası.. Gemicilik tarımı bitirmişti ya.. Balıkçılığı da, turizm bitirmiş.. En bol, en iyi, en rahat paranın turizmde olduğunu keşfeden Yunan kafası.. Bu patlamanın Albaylar Cuntası zamanına rastladığı hep gizlenmeye çalışılır. Ama mucizeyi yaratanın asker kafası olduğunu ben içinde yaşayarak biliyorum.) bu kaya parçası, dünyanın hemen tüm markaları ile dolu çarşıları, akla Mykonos'u dünyanın en ünlü eğlence merkezlerinden biri haline getirir.
Şimdi gelecek her tür restoran, bar ve kafeleri, eğlencenin sınırsız, kayıtsız, şartsız olduğu plajları, diskoları, kulüpleri ile herkesin hayatında en az bir kez görmek isteyeceği bir çılgın dünya..
Bu yıla kadar genellikle teknesi olan Türklerin uğradığı bir ada iken, şimdi Atlas Jet'in direkt seferleri ile İstanbul'a haftada dört gün bağlandı. Haftada bir de Santorini direk seferi var.
Yani.. Bu yazı dizisinden sonra içinizde bir merak uyandı ise, Mykonos artık bir buçuk saatlik mesafede.. Aslında daha kısa da.. Servis yetişmiyor diye, yeni alınan RC700 uçaklarını yavaş uçuruyorlarmış, iyi mi?..
Bitti.. 24 saatten az kaldık, dört gün yazdık. Yetmez mi?