"AH bu minibüsçüler" deyince kızıyorlar.. Kendilerine kızsınlar..
Minibüsçü demek trafik belası demek.. Sanırsınız ki, minibüsler trafik kurallarından muaf.. Hamam böcekleri gibi hareket ediyorlar.. Bilimsel ve kuramsal olarak ne yöne, nasıl gideceklerini tahmin etmeniz imkânsız..
Etiler'den Fatih Sultan Mehmet köprüsüne girdik. En sağ şerit Otomatik Geçiş.. Bu şeritte sadece OGS taşıyanlar olmalı.. Nerde?.. Hızlı şerit ya.. Herkes orda..
Üstelik bir trafik ekip arabası da orda, iki polis dışarda iken..
Köprüye 50 metre kala, bu şerit nihayet boşaldı.. O kapıdan geçemezler ya.. Sol şeride fırsat buldukça dalarak.. Tam önümüz açılmıştı ki, bu defa sol şeritten giden 34 M 1122 diye bir minibüs ani bir kararla sağa önümüze daldı.. Ama kırk metre gidebildi. 5 araba geçmek için yaptı bu işi.. Sadece beş araba.. Daha fazla gidemedi. Gitse OGS kapısına dalmak zorunda kalacak. OGS'si yok.. Plakanın fotoğrafı çekiliyor. 5 misli ceza ödeyecek.. Saldırdı tekrar çıktığı şeride.. Sola.. Orda gişe önü ya, millet zaten tampon tampona.. Kimsenin "Buyur önüme geç" diyecek hali yok.. Minibüsçü sola girmek için sıkıştırıyor o şeridi ama giremiyor. Bizim OGS kapısı açık, boş.. Ama yolu minibüs tıkamış.. Durduk yerde bekliyoruz.. Arkamızda tüm OGS'liler..
Adam kuralsız.. Adam saygısız.. Adam yasak yola girmekten, büyük arabasını, küçük arabaların üzerine sürmekten, onları sıkıştırmaktan, bizleri arkasında bekletmekten zevk alıyor.. Adam bunları trafik ekip arabasının önünde yapacak kadar pervasız!..
O araba orda niye durur o zaman?.. Polisin aczini ya da başka şeyini dünyaya ilan için mi?.. Bu minibüsler tüm İstanbul'da Ali kıran baş kesen hale gelmişse, bunda göz yuman, görmeyen polisin suçu yok mu?..