Kaybettiklerimize yaşarken reva gördüğümüz vefasızlıklar dank ediyor kafama.. Türk basketbolünün mihenk taşlarından birini daha geçen gün ebediyete yolcu ettik. Yakovas Bilek .... O ki oyuncu ve hakem olarak, kuruluşuna büyük katkısı olduğu basketbol ailesinde, vefa sadece bir semt ve boza adı olmaktan ileriye gidemediği için, Almanya'ya, bu günkü Nowitzki'li Alman mucizesine imza atmaya göçmüştü.
Türklüğünü ve bize olan sevgi ve ilgisini hiç yitirmeden yaşadı. Alman basketbolü bu gününü, gergef gibi işleyerek tüm organizasyonu sıfırdan yaratan Bilek'e borçludur. Onlar kadir bilirler biz bilemedik. Nur içinde yatsın... Ve bize lütfen yaşayanlarımıza saygı göstermemiz için ışık tutsun...
Bu vesileyle, otuz yılını Bursa basketbolüne harcayan Atilla Çakmak'a "Bursa'da Basketbol" kitapçığında yer vermeyenlere.. yazıklar olsun. Seneca'nın dediği gibi "quae fuerant vitia mores sunt" Eski ayıplar şimdi adetten oldu maalesef...
Sevgiden ve saygıdan yoksun bir topluluk olduk çıktık... Encamımız hayrola...
Şey değil şey...
Galatasaray'ın basketboldeki çöküşünü kınayan "Gözünaydın Canaydın" başlıklı yazımdaki "Yüzme İhtisas'ın yabancı oyuncusu ve antrenörü ters ilişki suçlamasıyla kulüpten atılmamış olsalar.. şampiyonluk hayaldi Cimbom için" cümlesi sutopu camiasını çok üzmüş. İşin aslı öyle değilmiş. Yabancı oyuncu takım arkadaşı bir başka yabancı oyuncunun eşiyle beraber olduğu için takımdan kovulmuş ... "Biz değil onlar yaptı" durumu... Ters ilişki lafına kızıyorlar ya bu aslında herhalde düz ilişki... Yanlış alınanlardan değil ama günahsız Arif Talay hocadan özür dilerim...