Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Felipe diye biri..

Müthiş bir sol ayağı vardı.. Sahanın öbür yarısından nerdeyse adrese gönderiyordu topu.. Önündeki boşluğa öyle atıyordu ki Arif'in, insanın sahaya inip Arif'in yerine oynayası geliyordu.
Galatasaray harika bir transfer yapmıştı.. Bu adam topa nerdeyse Pele kadar hükmeden bir Brezilyalı idi..
Acaba öyle miydi?.. Maçlar ilerledikçe, Felipe adlı bu sambacının 10 metre çapında bir dairenin dışına hiç çıkmadan oynadığı iyice ortaya çıkmaya başladı.. Topu alıyor, adrese gönderiyor, ondan sonra ellerini beline dayayıp, seyrediyordu.. Tribünde gibi.. Kendi başlattığı akına katılmaya dahi katlanmıyordu. Hele dönen topla hiç ilgisi yoktu. Yanından geçenleri seyrediyor ve bekliyordu ki, Galatasaray savunması topu kessin, alsın, ona versin..
Günümüz futbolunda santra yuvarlağının içinde sadece pas vermek için duran bir adamın takımına yararı ne olabilirdi?..
Küçük rakipleri 10 kişi ile de yenebilirdiniz.. Ama büyük maçlar 11 kişi olmayı gerektiriyordu..
Fatih Terim'in Felipe'yi kazanmak için nasıl ölesiye bir savaş verdiğini hiç kimse benim kadar yakından bilemez.
Hoca ile buluşmalarımızda 2 saatlik sohbetin en az 1.5 saati Felipe üzerine oluyordu.
"Hiç değilse daha ilerde oyna" diyordu Terim.. Bugün Alex'in oynadığı yerde.. "O kadar kolay adam eksiltiyorsun ki, bu çalımı 18 üzerinde atsan, kaleci ile karşı karşıya kalırsın.." Felipe koşmuyordu. Felipe oyuna girmiyor, mücadele etmiyordu. Felipe Terim'in değil, canının istediği bölgede duruyordu.. Çünkü santrada olduğu zaman markaj daha az oluyor, 18'e yaklaştığında en az iki kişi üzerine çıkıyordu. Felipe markajı sevmiyordu. Terim takımdan kesti. Aldırmadı.. "Bu kafayla gidersen yollarım" dedi.. Dinlemedi.. Tekrar takıma koyarken "Bu son şansın. Göster kendini" dedi.. İmam bildiğini okudu.
Fatih Terim'in değil, hiçbir hocanın takımında canının istediği gibi oynayan bir futbolcuyu taşıma lüksü olamazdı. Ona göz yumarsan, ötekilerden koşmalarını, söz dinlemelerini, taktiğe uymalarını nasıl isterdin ki..
Sonunda Terim bir yalvarmadığının kaldığı Felipe'nin iflah olmayacağına inandı ve biletini kesti..
Bu sıralarda bana Brezilya'da yaşayan Türkler'den ilginç emailler geliyordu..
"Hıncal Ağbi.. Bu Felipe bir futbol cambazıdır. Futbolu cambazlık olarak algılayan Brezilya'da adama adeta taparlar. Onu görmek için antrenmana bile giderler.. Biz de gittik..
Hoca çift kale yaptırıyor.. Felipe bir iki numara çekiyor. Sonra bıkıyor.. İzin falan almadan, kendi keyfince sahanın kenarına geliyor, sigarasını yakıyor ve maçı seyretmeye başlıyor.. Hocası da hiç sesini çıkarmıyor.. Brezilyalı arkadaşlara sorduk. Meğer Felipe antrenmanları da canının istediği kadar ve canının istediği gibi yaparmış. Ona da kimse karışmazmış..
Bu Galatasaray'da olur mu?.." Olmadı zaten.. Peki şimdi olur mu?.. Bilmem.. Felipe'nin bu yaştan sonra kafasını değiştirdiğini düşünebilir misiniz?.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA