Kalbin Zamanı Eşkıya'dan beri izlediğim en güzel Türk filmi.. Fevkalade iyi çekilmiş, fevkalade iyi oynanmış bir film.. Çok güzel, çok meraklı bir öyküyü çok güzel anlatıyor.. Başından sonuna müthiş bir lezzetle izledim..
Eleştirmenler yerin dibine sokmak için birbirleri ile yarışıyorlar.. Onları okudukça daha iyi çözüyorum filmi.. Onlar hiç kimsenin sevmediği, anlamadığı filmleri överler. Yazdıklarına bakmayın. Onlar da seyirci olarak o filmlerden nefret eder, bu filmleri severler ama, yazıya gelince iş değişir. Eleştirmen halkın sevdiğini severse nerde kalır eleştirmenliği..
Türkiye'de milyarlarca dolarlık film stüdyoları mı var, orada kent, kasaba, sokak dekorları çekip, filmi o tarihe götüreceksiniz.. Elinizdeki imkân bu.. Gerisi hoşgörü..
Efendim filan tarihte doğalgaz mı varmış İstanbul'da da, duvarda afiş görünüyormuş?.. Sevsinler.. Ne müthiş keşif.. Breh..
Ali Özgentürk... Galata Köprüsünü bugünkü yeri Sütlüce'den, Haliç girişine taşıyamıyorsan, bu filmi yapma kardeşim..
Sanki filme değil, içinde kusur bulmaya gidiyorlar.. Ali Özgentürk, İstanbul'un 40 yılını anlatmıyor. 40 yıl süren bir öyküyü anlatıyor.. Elinde stüdyosu yok.. Türkiye'de stüdyo yok.. O zaman filme bakacaksın.. Duvardaki afişe değil..
Filmin mekânı bile dekor değil.. Gerçek. Yaşayan işleyen bir otel.. Bir yanda film çekiliyor, bir yanda günlük müşteriler oteli kullanırken. O koşullarda bu filmi çıkarmak alkışlanmalıyken..
Boş verin.. Kalbin Zamanı, üç zamanlı bir kalbi anlatıyor..
Romantik aşk zamanı..
Cinsel aşk zamanı.. Sevgi dolu, minnet, şükran, teşekkür dolu aşk zamanı..
Filmin kadın kahramanı bu üç aşkı arka arkaya yaşıyor..
Aşklardan birinin kahramanı öldürülünce, filme bir polisiye hava da giriyor.. Batıda "Who done it" derler.. Kim yaptı öyküleri.. Aynen öyle.. Bu da aşkı anlatan filme, bir noktadan sonra bir merak, bir gerilim getiriyor.. Hülya Avşar, ne büyük bir sinema oyuncusu olduğunu bir daha kanıtlıyor. Ülke sinemasının koşulları bu büyük yıldızı aptal TV şovlarına ve şarkıcılığa mahketmiş.. Yazık.. Kimbilir kaç muhteşem Hülya filmi çevirirdi, imkân olsa.. Harika oynuyor Hülya.. Harika.. "Göbeği sarkmış" diye magazinlenen sahne müthiş oysa.. Ama benim medyamın filme bakışı bu.. Sahne değil.. Göbek..
Gururla seyrettim Hülya'yı..
Halil Ergün de çok iyi oynuyor.. Birol Ünel'e biraz daha sahne, biraz daha konuşma verilmeliydi gibi geldi bana.
Filmin dört kahramanının gençliklerini oynayan dört genç de birbirinden başarılı..
Atilla Özdemiroğlu'nun müzikleri enfes..
Filmde A'dan Z'ye her şey güzel..
Kalbin Zamanı, güzel film!..
***
Pablo Picasso'ya sormuşlar..
"Bu nasıl balık?"
"Balık değil ki?.."
"Ya ne?.."
"Resim!.."
