Ney'in Londra temsilleri müthiş bir zaferle sonuçlandı ya.. Başarı ülkemizde bazılarını kıskançlık krizine sokunca, bunlara yakın olanlar, sazlarına sarılıp saldırmaya başladılar.
Dünya Tiyatro Merkezi West End'in en tarihi ve tam 1000 (Bin) kişilik tiyatrosunda, 21 gün, matine, suare son koltuğa kadar dolu oynamanın ne anlama geldiğini, hayatlarında tiyatro, hayatlarında Londra, hayatlarında West End görmedikleri için değerlendirmekten aciz olanların neler yazıp söylediklerini görseniz, ülkeniz adına üzülürsünüz.
Londra'da yüzde 90'ı yabancı, sadece İngiliz değil, Londra'ya tiyatro turizmi için gelen başka ülkelerin seyircilerine de sunulan ve şov boyu sık sık ayakta alkışlanan gösteriye "Türk'ün Türk'e propagandası" diyen zavallılar dahi çıktı içimizden.
"Ben daha iyisini yapacağım" yerine, yapılana ve dünya çapında bir başarıyı gölgelemeye çalışanlara ve onların tetikçilerine sadece acıyorum.
Ali Erten, Ney'in yapımcısı, bu ülkede bu işleri başlatan Yalçın Çevikel, Sultanların Dansı'nı yaratırken de onun sağ kolu olan Ali, Londra'da Aydın Doğan ve Ertuğrul Özkök şovu izlemeye kalkınca başlarına geleni anlattı.
Onlara suarede yer ayırmışlar. Ama ayni gece Aydın Bey'in vereceği bir yemek var. Ertuğrul telefon etmiş "Yarın matineye gelelim" diye..
Bre aman.. Matine'de yer yok. İngiltere, Türkiye değil.. Koridora sandalye koyamazsınız. İtfaiye derhal gelir ve mühürler.. Tüm biletler satılmış.. Geri alamazsın.. Ali dört dönüyor çözüm bulmak için.. Sonunda İngiliz organizatör David King'i buluyor. King kendi konuğu dört kişiyi arıyor.. Onlardan başka geceye gelmelerini rica ediyor da, Doğan ve Özkök, temsile gelebiliyorlar.. Salona değil.. Balkona o da..
İşte ilgi bu.. İşte başarı bu.. İşte zafer bu.. Övüneceğimize, gurur duyacağımıza, küçültmeye, alçaltmaya çalışıyoruz..
Ertuğrul enfes yazısında bu aşağılık komplekslerini her yazılarında kusan zavallıları iyi anlattı. Ekleyecek bir şeyim yok..
Pardon var.. Okur Tamer Bacınoğlu'ndan bir not aldım.. Aynen sunuyorum..
"Bir süre önce köşenizde anlattığınız Londra'daki dans gösterisini Khalid al Qanshiti de izlemiş. Arap aleminin en önde gelen yazarlarından olan alQanshiti yazısında sadece 'O harika gece'yi anlatıyor. Yazının başlığına bakar mısınız?.. 'Türkiye AB yolunda dans ediyor.'
Ashsharq alAwsat, gazetesinde çıkan yazısından bir bölüm:
'Peacok tiyatrosunda o harika, muhteşem Türk dans topluluğu, 'Ney Duygunun Alevleri'ni izledim. O gece, dans dünyasında yaşadığım gecelerin en muhteşemlerinden biriydi. Geçirdiğim iki saate asla ve asla pişman olmayacağım. Harika bir performans, harika bir ışıklandırma, harika giysiler; gecenin içerdiği komedi unsuru dahi harikaydı. Hele o Doğu dansı.. Hayatımda o kadar çıplak göbek, göğüs, gerdan gördüm, ama öylesine zevk veren, öylesine hayat do lu, öylesine ustaca ve sanat dolu olanına daha önce tanık olmamıştım.'
Tamer 'Anlayanların görüşleri nasıl da birleşiyor' diyor..
Anlayanların Tamer.. Bir de kıskanmayanların.. Ve de aşağılık kompleksi içinde boğulmayanların..