Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e Mektuplar

Abuzittinciğim,

Mahmut Övür'ün haberi, doğrusu beni pek şaşırtmadı.. İstanbul Belediyesi'nde Planlama Müdürü olan zat, Etiler'de, değeri 10 trilyonluk arsayı (arsa Belediye'ninmiş) 880 milyara kendi kooperatifine tahsis etmiş..
Sabah, haberi "Bu kadarına pes" başlığıyla vermişti.. Pek "pes"lik bi durum yok.. Bu memlekette daha neler neler gördük.. Zaten bu gibi olaylar olmasa "Yolsuzluğu önlemekte Dünya 77 incisi" ünvanımızı hâlâ koruyamazdık ki! Asla ümitsizliğe kapılmamalıyız.. Herşeye rağmen eskiye göre çok, çok iyi durumdayız.
Mesela Osmanlı devrinde böyle bi araştırma yapılsaydı, acaba "yolsuzlukta" kaçıncı olurduk?.. 1900'lü yıllar diyelim.. Abdülhamid devri.. Amiral Hasan Tahsin paşa "Donanmaya gemi alacam" diye o devrin parasıyla 3 milyon Sterlin lüplememiş miydi? O zamanlarda da "Sabah" diye bi gazete yayınlanıyordu.. Lüplemeyi mutlaka o zaman ki Sabahçılar da duymuşlardı.. Duymuşlardı da acaba yazıp da "Bu kadarı pes" diye başlık atabilmişler miydi!?
Diyeceğim, bi çok bakımdan, Elhamdüllah, eskisinden çok, çok iyiyiz. 77'ncilik de o kadar kötü değil.. Endenozya gibi de olabilirdik.. En yolsuz 3'üncü mü 5'inci mi ne? Dikkatimi çeken, nedense yolsuzluğun en çok yapıldığı yerler arasında müslüman ülkeler en başta. Endenozya dışında, mesela, Azerbaycan, Türmenistan, Bangladeş..
Şu da aklıma gelmiyor değil, bu sıralandırmaları yapan Uluslararası Saydamlık Örgütü belki de CIA'nın bi yan örgütü? Müslümanları dünyanın gözünde küçük düşürmek için böyle kötü propoganda yapıyor olamazlar mı?
Bunlar derin konular Abuzittinciğim, biz biraz daha "sığ" konulara geçelim..
8 bin 75 kadına "Kocalar karılarını dövmeli mi?" diye sormuşlar her 100 kadından 39'u "evet yeri gelince dövmeli!" demiş.. Bu 2004'ün Ekim ayı Türkiye'sinde ki durum.. Her 100 kadından 39'u "yeri gelince" kocalarından dayak yemeyi normal sayıyor. "Yeri ne?" dersen mesela kadın yemeği yaktı diyelim.. Adam pata küta girişmeliymiş.. Mamafih, "Yemeği yakmak da ne demek.. Tencerenin dibini tutturduğumuzda sopayı yemeliyiz" diyenler çıkmadığına göre, "insan hakları" konusunda, AB sürecinde, emin adımlarla ilerlediğimizi söyleyebiliriz.
Neyse, "tere otu" meselesine ne dersin?. Hani tere otundaki gen sayısı insanın gen sayısından fazla çıkmış ya.. Şimdi bu ne demek yani? Tere otu kadar da mı olamadık? Gen sayısı bizden fazla diye, tere otu bizden daha mı saygın oluyo? Biz de bundan böyle tere otu yerken ceketimizin düğmesini ilikleriz.
Münasip yerlerinden öperim Abuzittinciğim.

Kardeşin Güneş.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA