Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk mı? Değil mi bilemem. Yaşım, enerjim, e biraz da karizmam kaldırmaz böyle işleri. Ama bildiğim bir şey varsa şu daracık ömrümde Sezen Aksu'dan gayrı bir aşk görmedim.
Biz Sezen Aksu kuşağıyız. "Geri dön", "Doymadım doyamadım sevmelere seni been" diye dövünürken aniden "Salla salla" kıvamına gelebiliriz. Sezen Aksu belli kıyak kadın. Kışın Yeni Melek'de saz arkadaşlarıyla izlemiştim. Geçen çarşamba piyangodan Buzada'da yakaladım. Hem şu Buzada ne işmiş görmeli, okuyucuyu bilgilendirmeli.
Öncelikle Kuruçeşme sahilinde arabadan ineceksin. İskeleye yürüyüp kapıdaki abi beğenirse tekneye binip "ohh" çekeceksin. Adaya ayak bastım yırttım yok. Bu kez ablaları aşacaksın. Minik Serçeme canım feda ayrııı.
Buzada buzzz gibi bir mekan. Bir kere çok kocaman, kaynaşmak zor. Tam da boğazın ortası, es babam es. Şimdi yanımda kimsecikleri çekemem. Kendinden kaçan, yarim keskin bıçak vaziyetleri söz konusu.
Sezen varken alkole ne hacet. Kadın "Daha dün annemizin kollarında yaşarken"i söylese bile dağılacaz zaten. Sarı saçları, kırmızı şıkır şıkır kılığı ve hepsini pas geçin, o hınzır-masum bakışları.
Dakika bir gol bir "Sarı Odalar", üstüne kontra atak "Beni yak kendini yak her şeyi yak...", bir de şut "Sen Ağlama". Kolaysa ağlama valla. Herkes bir ağızdan avaz avaz söyledik şarkıları,
Sevdiğim şarkılar, şarkıcılar çoktur. Bu Sezen'inki bir sihir. Yaa hayatımdaki beş önemli insan anketi yapılsa hatun listeme girecek. Her güzel şey çabuk bitermiş. Doğru valla bir buçuk saatlikmiş mutluluğum. Huzurla karışık hüzün kaldı içimde. Masumken pataklanmış gibiyim (Gerçi masum değiliz hiç birimiz yaniii).
Konser biter, seyirci ilk motorla karaya döner. Ha Buzada mı? Buzz gibi bir ada işte. Her ayrılık bir vurgun deymeyin yaşlarıma, benden selam söyleyin bütün aşklarıma...