Akmerkez'in karşısı.. Bilir misiniz?.. Kim bilmez ki?.. İstanbul'da yaşayıp, hatta İstanbul'a gelip de buradan geçmeyen var mı?..
Taksim, maksim hikâye.. Hani şehirlerarası yollarda şehir girişlerinde levhalar vardır, Centrum diye.. Latince.. Ama dünyanın her dilinde "Merkez" demek.. Onun için uluslararası trafik dilinde kullanılır.. Almanya'da da Centrum yazar.. Patagonya'da da..
İstanbul'un resmisini bilmem ama, fiili centrumu burası.. Burası trafik polisi kaynar.. Ekipler, polisler.. Neredeyse 24 saat nöbet tutulur..
Niye?..
Akmerkez İstanbul'un nabzıdır da ondan.. Akmerkez hapşırsa İstanbul nezle, İstanbul nezle olunca da ülke zatürree olur da ondan..
Şimdi bu Akmerkez'in tam karşısında kavşakta kırmızı ışıkta bekliyoruz.. Orta şeritte.. Etiler'den geliyoruz.. Zincirlikuyu'ya gideceğiz..
Bizim de sağımızdan, yani en sağdan, yani sağa dönüşe ayrılmış şeritten kırmızıya rağmen çıktı 34 ZG 1266!.. Sanki trafiğe kapalı alanda reklam filmi çekiyor, o kadar rahat.. Ve de U döndü.. İnanır mısınız?.. U döndü adam.. O da yasak..
Şimdi anladınız herhalde Akmerkez'in konumunu niye altını çizerek anlattım.. Bu kadar merkez.. Bu kadar civcivli.. Güpegündüz.. Etraf devlet (!) dolu.. Kuralları, yasakları ve bunları uygulatmakla görevleri ekipleri ile devlet (!) doluyken, ZG 1266 bu işi hem de nasıl rahat yaptı..
Şimdi bir New Yorklu, Londralı, Paris, Roma, Berlinli, geçin bunu yapmayı, aklından dahi geçirmez.. Aklından geçirmekten dahi korkar çünkü..
Bizde bu kadar pervasız yapılıyorsa eğer, bunun bir anlamı vardır..
Bu ülkenin en sıradan vatandaşları bile devleti takmıyor, iplemiyor, adam yerine koymuyor, demektir bu..
Bin defa anlattım.. Bir daha anlatayım.. İnsanoğlu'nun devletle bizzat ilk karşılaşması trafikle olur... 3 yaşında yürümeye başlayıp, sokağa çıktığı anda trafiğin içindedir. Ondan sonra da yaşamının sonuna kadar sadece ve sadece trafik sayesinde hep, her zaman devletle karşı karşıya olur..
Bu şu demektir.. İnsan devletin varlığını, gücünü, saygınlığını, otoritesini trafikle hisseder..
Devlet varsa, etkisini görürsünüz.. İnsanlar kurallara uyarak hareket ederler..
Yoksa..
Akmerkez'in önünde, polislerin gözünün içine baka baka, güpegündüz, kırmızı ışıkta, yasak U dönüşü yaparlar, pervasız..
Kırmızı..
En önemlisi de budur.. Neden?.. Trafikte en çok karşımıza çıkan yasak budur da ondan.. En canlı, en yaşayan, en sık rastlanan ve saydığım devletin gücünü, saygınlığını, otoritesini, özetle varlığını en çok ölçen trafik kuralı işte bu kırmızı ışıktır.
Bir ülkenin insanları kırmızı ışığı, yol süsü, ya da sadece eşekleri durduran bir lamba sayıyorlarsa, koy rahvan gitsin..
O ülkede devlet yoktur.. Bitmiştir.. Tükenmiştir.. Hatta hiç olmamıştır.
Şimdi, Amerikalı, İngiliz, Fransız, Alman, İtalyan bizden çok daha eğitimli, çok daha uygar da, ondan mı aklının köşesinden geçirmez, ondan mı, gecenin bir yarısı kuş uçmaz kervan geçmez bomboş kavşaklarda dahi düşünmez bile, bizim ZG'nin güpegündüz en şehir merkezinde yaptığını..
Yok canım..
Palavra.. Kim size "Eğitim, meğitim" derse bilin ki yalan söylüyor.. Bilin ki sizi kandırıp vakit kazanmaya bakıyor..
Eğitim, meğitim değil.. Oralarda bunu yapanı mutlak yaparlar ve anasından doğduğuna öyle pişman ederler ki, bir ibret olur, bir ibret olur, bir daha kimse düşünmez.. Mesele budur. Sadece budur.
Ali Atıf Bir hocam kitabında yazdı bunu.. Algılanan Yakalanma Riski..
Adam bir defa "Beni mutlak yakalarlar" diyor, orada.. "Yakaladılar mı da anam ağlar" diyor, orada.. O zaman orada Algılanan Yakalanma Riski, cetvelde 100 rakamına iyice yaklaşıyor..
Bizde.. "Bir defa yakalanma ihtimalim binde bir.. Polisin gözünün önünde suç işlesem dahi.. İkincisi.. Diyelim yakaladı. Ceza üç otuz para, öder gidersin.." Algılanan Yakalanma Riski, cetvelde nerdeyse 0 rakamının üzerine düşer bizde..
İşte el oğlunun aklından bile geçirmediği şeyi, bizimkinin pervasız yapmasının tek sebebi budur..
Algılanan Yakalanma Riski onlarda 100.. Bizde 0!..
Bu rakamın sıfır olması demek, devletin sıfırlaması demek..
Trafikte sözünü geçiremeyen, kuralını uygulatamayan devletin yokluğuna alışmış insanı artık yaşamın başka yerlerinde, başka kurallar durdurur mu?..
Türkiye'deki başıboşluğun, Türkiye'deki suç rekorlarının, çalmanın, çırpmanın, soymanın, tecavüzün sebebi budur. Türk, çocuk yaşta devlet diye bir saygın kurumun, gücün, otoritenin olmadığını görür ve hep görerek büyür. Ondan sonra tutmayın gitsin..
Çek senet tahsilinden, arabanızı park ettiğiniz yere, hemen her şeyin devlet dışındaki güçlerin eline geçmesinin sebebi budur. Ülkede boşluk olmaz. Devlet beceremezse, biri gelir becerir.. Bu arada sizi de becerir, ne gam!..
34 ZG 1266!..
Size ceza değil, özel ödül vermek gerek.. Devletin bitmiş ve tükenmişliğini hem de böylesine şaşmaz ve tartışılmaz kanıtladığınız için..
Teşekkür ederim..