Bazı pencereler hiç açılmamalıydı" diyor, filmin reklam sloganı.. Katılıyorum. Mesela bu pencere hiç açılmasaydı da, biz güzel bir yaz günü, karanlıklar içinde kapanıp kalmasaydık, bu klostrofobik filmde..
Benim kafamda Tom Hanks vardı..
Ama yeğenim Zeynep haftalardır "Pencere de pencere" diye tutturmuş..
G-Mall'un dünya tatlısı Halkla İlişkilercisi Nil "Gizli Pencere" dedi.. Sevgi yanımızda.. O da "Gizli Pencere" yi seçti ve girdik..
Niye girdiğimizi de iş işten geçtikten sonra anladık..
Johnny Depp.. Genç kızların sevgilisi.. Onun filmi olunca, ötekileri geçiyor kızlar..
Tamam da, Sevgi sıkıntıya gelemedi, filmi yarısında terk etti.. Düşünün Johnny Depp filmi.. Onu bile yarıda bırakan genç kız..
Aslında Sevgi kalsaydı, ilk yarıdaki tahammülünün birazcık karşılığını alırdı.. Çünkü birinci yarıda resmen, alenen uyutan film, ikincide biraz canlanır gibi oluyor..
Bu Johnny Depp yazar.. Polisiye öyküler yazıyor.. Ama bir gün karısını bir arkadaşı ile ucuz bir motelde basınca, yazamaz oluyor.. Aslında harika, ama kamera oyunları ile kabus şatosu halini alan, kentten uzakta bir tek evde, tek başına yaşamaya başlıyor.. Bu yalnızlığı bir gün bir bela bozuyor.. Bir garip adam "Benim hikayemi çaldın. Sonunu değiştirdin. Düzeltip bana ait olduğunu açıklamazsan, bak başına neler gelir" diyor.. Gelmeye de başlıyor.. Falan filan..
İkinci yarıda hızlanan, bayağı ilginçleşen film, ne yazık ki, çok aptalca bir finalle bitince, bende size tavsiye edecek hal kalmıyor..
Filmden aklımda kalan tek şey, John Turturro.. Kapıya dayanan garip adamı gerçekten harika oynuyor.. Hele o Güneyli şivesi harika.. Vurguları İngilizce bilmeyenlere dahi farkı hissettirebilir..
