Atİlla Dorsay "İnandırıcı değil" diyor.. "Film gerçekten sağlam bir senaryoya dayanıyor" dedikten sonra..
İnandırıcı olmayan ne?..
60'ına merdiven dayamış Diane Keaton'un "Yaşı yaşına denk" Jack Nicholson ile aşk yaşaması bir.. "Ve de yaşını başını almış" dediği bu iki insanın yatak sahnelerinden rahatsızlığını ifade ediyor..
Asıl önemlisi.. Hem de asıl önemlisi..
60'ına merdiven dayamış Diane Keaton'a, Amerika'nın en genç, en yakışıklı, en zengin, en şöhretli kalp doktoru, "Matrix" Keanu Reeves'in hem de nasıl tutulmasını inandırıcı bulmuyor, Sevgili Dorsay..
Hem de ben, o sağlam denen senaryonun, ille de Amerikan masalı "The end" uğruna, buram buram Fransız, bir gerçek "Fin" bitişi yapmayışına fena halde kızarken.. Hem de Paris'te böyle final mi olur?..
Aşkın yaşı mı olur, dostlarım..
Aşkın sınırı mı olur?..
Kimin haddine bu sınırı çizmek..
Kimin haddine "Sen ancak şu yaşa kadar ve de şu şu yaşlar arasındakilere aşık olabilirsin" hükmünü vermek..
Hükümle aşk olur mu?.. Olsa, "Aşk" olur mu?..
Duvara Karşı'yı anlatırken, "Asıl duvar beynimizde, onu nasıl kırsak" demiştim dün..
Bir duvar da bu..
İlle de dengi dengine..
O da belli bir yaşa kadar.. Ondan sonra, otur ölümü bekle..
Kim karar veriyor buna, kim hakkında.. Ne hakla..
Yaş dediğin şey kafa kağıdındadır. Oradan çıkarıp kafana yerleştirdin mi, ölmeden evvel ölür gidersin..
Hayat yaşayabildiğin sürece hayattır, yaşayabildiğince de güzeldir. Duvarsız.. Meydan okuyarak..
Diane-Keanu ilişkisi muhteşemdi.. Duvarı aştığı için..
"Aşkta Herşey Mümkün" harika bir komedi.. İlk yarıdaki fırtına tempo ikinci yarıda düştüğü -Atilla burada haklı-, bazı sahneler fazla uzadığı halde, keyifle izlenecek bir film sonunda..
Jack, 20'lerin başında bir kızla bir hafta sonu geçirmek için, sayfiyedeki evlerine giderken, kızın annesi Diane de çıkıp gelmez mi?. Anne üstelik kalp krizi geçiren Jack'e bakmak zorunda kalmaz mı?. Bu arada, doktoru Keanu da aslında ünlü bir oyun yazarı anneye tutulmaz mı?.
Tadından yenmez bir komedi.. Genç kız bu kadar erken, bu kadar çabuk aradan çekilmese, ikinci yarıda tempo belki de bu kadar düşmezdi gibi geliyor bana..
Yaşlı kadın (Ne demekse)-genç erkek ilişkisi, genç kız-yaşlı erkek (Hele bu ne demek oluyor) ilişkisine paralel gelişseydi, yaşlı erkek (Öff..)-yaşlı kadın (Yetti artık) duygusal yaklaşımı bu ortamda gelişseydi, film nefes kesici giderdi sonuna dek..
Bu filmi Fransızlar yapsa, aşk her şeye galebe çalardı..
Amerikan aşkında, duvarlar ortaya çıkıyor.. Mutlu son Amerikan usulü oluyor..
Siz sona bakmayın dostlarım..
Hele siz, yaşını başını almış denenler.. Sakın sizleri yaşarken ölüme mahkum eden bu hükümleri tanımayın.. Baş kaldırın.. İsyan edin.. Yaşayın..
Tüm duvarlara saldırın, yıkamasanız da..
Aşkın, sevginin, sevmenin yaşı da yoktur, sınırı da..
Sınır koydunuz mu, sınıra gelince ölürsünüz.. Yaşarken..
Kadınlar.. 60'a merdiven dayamış kadınlar..
Alın dostlarınızı.. Gidin 19.00 matinesine G-Mall'a.. Çıkınca Num Num Kafe'ye oturun.. Şnitzellerinizi söyleyin ve filmi tartışın..
Kendinizi tartışın..
Siz Diane'nin yerinde olsanız, hem "Denginiz" Jack'e, hem de "Aaa. Üstüme iyilik sağlık, daha neler" çıtır Keanu'ya tutulur muydunuz?..
Tutulsanız, hangisini seçerdiniz?..
Niçin?..
Ya Jack olsaydınız, siz erkekler?..
Bana sormayın..
Düşünmedim ki..
Yaşlanınca bakarız..