Engin Baytar'ın Galatasaray için ne kadar önemli olduğu Antalya maçında çok net hissedildi. Engin'in yokluğunda Selçuk-Melo ikilisinin ritmi bozuldu. Engin önde oyunu organize ettiği için Melo ile Selçuk göbekten dikine hücuma katkı yapıyorlardı. Galatasaray maç boyu Engin'in yaratıcılığını ve taşıdığı akıllı topları, önde tutmasını ve araya atacağı final paslarını aradı.
Fatih Terim üst üste üç maç kazanan takımı zorunluluktan dolayı değiştirirken tercih ettiği oyuncular hiç katkı yapamadı. Aydın, Eboue ve Baros oynadıkları süre içinde etkisiz ve verimsizdi. Özellikle Aydın ilk yarı sol tarafta Antalya ceza sahasına bile girmedi. Bu sezon onca oyuncu gönderilirken Aydın, Fatih Terim'in güvenini yine boşa çıkaracak gibi görünüyor.
Tempolu ancak kalitesi düşük bir maç izledik. Maç boyu top gelmediği için soğuk kalan Muslera'nın Ali'nin şutunu karşılaması, Galatasaray'ın yenilmesini önledi.
YILDIRIM ZARAR VERİYOR
Galatasaray maç boyu golü arayan, oyunu rakip alana iten, daha çok topa sahip olan takım görüntüsündeydi. Ancak saha içi yardımlaşma ve hücum organizasyonları fiyaskoydu. Galatasaraylı oyuncular kafaca maçtan öylesine kopuktu ki; Antalya kalesine ilk yarı şut atmayı bile düşünmediler. Uyumdan uzak, ritmi olmayan, dengesiz ve etkisiz olan Galatasaray'da Melo, Elmander, Ujfalusi, Sabri ve Hakan Balta çok istekli ve çalışkandı. Duygusuz oynayan Riera ne zaman toparlanacak merak ediyorum. Bu fizik gücüyle ve umursamaz tavrıyla sol tarafa asla çözüm olmaz.
NOT: Yunus Yıldırım'ın bu maça atanmasını kasıtlı buluyorum. Çünkü Yıldırım her yönettiği Galatasaray maçında Galatasaray'a büyük zarar veriyor. Sivas'ta Ümit Karan'ın atıldığı maçtan sonra raporunu değiştiren Yunus Yıldırım değil miydi? Tıpkı Bünyamin Gezer gibi Yunus Yıldırım'ın da Galatasaray'a alerjisi var. Özellikle ilk yarı Musa Nizam'ın Sabri'ye yaptığı faulü, Eboue'ye Kerem'in centilmenlik dışı faulünü gördü ama çalmadı. Galatasaraylı oyuncuları maç boyu sinirlendirmek için uğraştı.