Galatasaray'ın 1973'ten 1984'e 14 yıl şampiyon olamadığı süreçte 11 ayrı teknik adam takımda görev yaptı. 2000'den bugüne Rijkaard göreve gelen 9'uncu teknik adam. Bu tablo Galatasaray'ın teknik direktör istikrarında ciddi bir zaafiyet yaşadığını gösteriyor. Hocada istikrar yakalandığında şampiyonluklarda da istikrar sağlandı. Özarı- Birch ile üst üste üç yıl, Derwall- Denizli ile üst üste iki yıl, Terim ile üst üste dört yıllık seriler istikrarın eseri idi.
Ünlü Yunanlı filozof Epiktetos şöyle der: "İnsan, verdiği bütün kararları uygulamamalıdır. Sadece doğru, geleceği gören ve akıllıca kararları uygulamalıdır." Galatasaray'da istikrara dayalı başarılarda yönetimlerin doğru, geleceği gören ve akıllı kararlar verdiklerini görüyoruz. Son dönemlerde ise teknik adam konusundaki istikrarsızlık diz boyu. Başkan Adnan Polat'ın futbol şube sorumluluğu dahil son beş yılında Galatasaray'da 6 teknik adam (Gerets, Feldkamp, Cevat Güler, Skibbe, Bülent Korkmaz, Rijkaard) görev yaptı. Gerets ve Feldkamp-Cevat Güler dönemlerinde iki şampiyonluk yakalandı. Skibbe- Korkmaz ile ise Galatasaray güçlü kadrosuna karşın son yılların en kötü derecesiyle beşincilikte kaldı. Rijkaard ile de görünen o ki en iyimser tablo kalan maçlarda 6'da 6 yapılsa bile şampiyonluk zor.
Türkiye'de bir kısım medya mensubu "Rijkaard gitsin" diye feryat ediyor. Bu görüşe katılmıyorum. Rijkaard, marka bir teknik direktör. Galatasaray'a imza attığı gün Avrupa medyasının manşetlerinde idi. FIFA ve UEFA'nın internet sitelerinde birinci haber oldu. Galatasaray'ın sezon başı performansı sonrası ortaya koyduğu futbolu da gözönüne alan UEFA, 27 Eylül 2009'da "Rijkaard'ın Galatasarayı için şapkalarınızı çıkarın" değerlendirmesini yapmıştı.
Galatasaray'ın yabancı teknik direktörlerinin hiçbiri Avrupa'da Rijkaard kadar gündeme gelmedi, onun gibi övgü almadı. Roberto Carlos, Fenerbahçe'ye transfer olduğunda "Türkiye'ye itibar getirecek" demiştim. Çünkü Türkiye'deki büyük kulüplerin FIFA ile yabancı oyuncular konusunda ciddi problemleri vardı. Ama Carlos'un gelişi yabancı oyuncuların Türkiye'ye olumsuz bakışlarını değiştirdi. Rijkaard gibi bir marka da Galatasaray markasıyla örtüşünce Avrupa'nın ilgi odağına oturdu; birçok yabancı oyuncunun da gözünün Galatasaray'a çevrilmesini sağladı.
Bir teknik direktör, bilgisine göre transfer ediliyorsa, sonuçlara göre muamele görmemelidir. Rijkaard, Barcelona'daki ilk yılında bugün Galatasaray'da yaşadığı tablonun benzeriyle karşılaştı. Ama Barcelona Başkanı Laporta Rijkaard'ın arkasında durdu; sonra Bernabeu'da iki kez kazanan ilk Barcelona Teknik Direktörü unvanını aldı, lig şampiyonluğunu kazandı. Şampiyonlar Ligi Kupası'nı da kaldırdı. Galatasaray Başkanı Sayın Adnan Polat da hem kendi istikrarı hem de hoca istikrarı adına tıpkı Laporta gibi Rijkaard'ın arkasında durmalı. Eğer durmazsa, "Rijkaard, Derwall'den sonra bir devrimdir" sözünü çiğnemiş olur. Bu davranış da Sayın Polat'a büyük prestij kaybettirir.
İKİ KRİTİK HAMLE
Görünen o ki; Galatasaray Rijkaard ile sezonu şampiyon olarak kapatmayacak. Ancak yeni sezon için iki önemli hamle var. Bir; yapılacak transferlere Rijkaard karar vermeli. Kimse Rijkaard'a "Biz bunu aldık. Oynat!" dememeli. İki; Süper Lig Avrupa'nın birçok liginden daha güçlü ve sert. Özellikle Anadolu takımlarının havası rakibe göre değişiyor. Bu takımları tanıyan ve iyi analiz yapan bir yardımcıya ihtiyaç var. Gerets döneminde her rakibi yerinde izleyen ve rapor eden Bülent Ünder gibi. Ünder, sadece maç izledi ve rapor yazdı. Medyaya Gerets'le ilgili tek kelime etmedi.
Bugün Rijkaard'ın yanına bir Türk teknik adam konulmasından bahsediliyor. Benim önerim Gerets-Ünder modelidir. Galatasaray'a gereken, teknik kadronun doğrudan içine girmeyecek, sadece raporlarıyla lojistik destek sunacak, Rijkaard ve ekibinin ortak aklı olacak bir Türk hocadır. Bu kişinin ekipte olması Fenerbahçe'deki "Daum gitsin, Aykut Kocaman gelsin" polemiğinin benzerini yaşatabilir.
