Avrupa'da Türkiye'yi mükemmel temsil eden ve önemli puanlar kazandıran Fenerbahçe'ye teşekkür etmek gerek. Zico, "Chelsea karşısında oyun felsefemizden vazgeçmeyeceğiz, hücum edeceğiz" demişti. Bütün Türkiye nefesleri tutmuş, Fenerbahçe'nin yarı finale çıkması için duacıydı.
Stamford Bridge'te gece iyi başlamadı. Türkiye'de rakiplerini yan toptan attığı gollerle yenen Fenerbahçe erken dakikada kendi silahıyla vuruldu. Chelsea'nin yan toplarda etkili olduğu biliniyordu. Ballack'ın attığı gol adam paylaşımındaki bir hataydı. 10. dakikadan sonra oyuna ısınan Fenerbahçe rakibin kanatlardan ve göbekten etkili gelmesini engelledi.
Ancak Avrupa maçlarının iki büyük yıldızı Deivid ve Alex fizikgüç yetersizliğinden olacak, oyuna katkıda bulunamayınca Fenerbahçe hücumda yeterince çoğalamadı.
Bu tür maçlarda sakin olmak gerekir. 15. dakikada Deivid topu Semih'e kafayla aktarmak yerine göğsüyle önüne düşürmeyi düşünse belki golü atacaktı. 31'de Alex'in ortasında Lugano'nun kafa şutunun dışarı çıkması şanssızlıktı. 2. yarı önde basan, daha çok hücumu düşünen bir Fenerbahçe vardı. Fakat en büyük zaafları ikili mücadelelerde çabuk yıkılmalarıydı. Chelseali oyuncular her ikili mücadelede topu alırken vücutlarını akıllı kullandı.
UZAKTAN ŞUTU DENEMEDİLER
Zico'nun Kezman'ı sokup tek ön liberoya dönmesi riskliydi ama hücumda etkili oldu. Semih çıkıp Uğur girdikten sonra Fenerbahçe kanatlardan bindirip oyunu Chelsea üzerine yıktı. 82'de Gökhan'ın şutunu Hilario yerlerde sürünerek çizgiden çıkardı. Aynı dakikada Kazım'ın şutunu da zor kurtardı. Avrupa maçlarında rakip kaleye sık şut atan, özellikle Deivid'le goller bulan Fenerbahçe, Chelsea önünde nedense şut atmayı düşünmedi. Bir Gökhan bir de Kazım şutu denedi, Avram Grant ve Chelsea tribünleri gözlerini kapadı.
Buraya gelmek büyük başarı. Fenerbahçe, Türkiye'nin Avrupa'daki sesi oldu. Yarı finali hak edecek maçlar oynadı ama Chelsea önünde şansı yardım etmedi.
Sağlık olsun, hepsinin ayağına sağlık.