Galatasaray, Manisa ile oynuyor... İlk yrı sonunda soyunma odasına 30 önde giriyor... İkinci devrenin başında gelen dördüncü golden sonra tribünler "Lincoln... Lincoln" diye bağırıyor... Lincoln giriyor, Manisa iki gol atıyor... Lincoln girdikten sonra skor 5-3'e geliyor... Stadın ambiyansı bozuluyor... Tezahüratlar bitiyor... Taraftarlarda "Eyvah Galatasaray beraberi mi kalacak?" endişesi oluşuyor.
***
Galatasaray, Leverkusen'e top göstermiyor ama gol yollarında inanılmaz pozisyonları harcıyor... Açık tribün "Lincoln... Lincoln" diye bağırıyor... Manisa maçını hatırlamış olacak ki; kapalı tribün yüksek sesle "Re Re Re Ra Ra Ra" tezahüratını yaparak açık tribünü bastırmaya çalışıyor.
***
Dünyanın her yerinde futbol seyircisi ayağına top yakışan adamı sahada görmek ister. Taraftar, futbol yorumcusu gibi düşünmez; olaya "Lincoln iki forvetle aynı anda oynar mı oynamaz mı?" diye bakmaz. Lincoln gibi top cambazı bir oyuncunun kulübede yedek oturmasını taraftar içine sindiremez. Galatasaray taraftarı; hava soğukmuş, zemin kötüymüş, yer kayganmış gibi mazeretlere kafa yormaz. Lincoln'ü sahada görmek ister. Örneğin Fenerbahçe'nin beyni Alex'i taraftar kulübede görmek ister mi? Alex ve Lincoln gibi oyuncular yaratıcı, bitirici özellikleri oldukları için taraftarın gönlünde yer tutar.
Bu ince ayarı Galatasaray'da yapacak kişi kimdir? Tabii ki Feldkamp...
Kalli ne yazık ki büyük düşünmüyor... Cesaretle korku arasındaki dengeyi kuramıyor. En önemlisi büyük maçlarda rakiplerini Galatasaray'dan daha büyük görüyor ve gösteriyor... Böyle bir düşünce futbolcuların psikolojisini bence olumsuz etkiler.
Yıllar önce Galatasaray, Neuchatel'e İsviçre'de 3-0 yenildiğinde maç sonu basın toplantısında Mustafa Denizli, "Biz bu takıma İstanbul'da 5 çekeriz" demişti. Medya güldü hatta alay etti. Sonuç Denizli'nin Galatasaray'ı rövanşta Neuchatel'e tam 5 gol attı.
Bu zafer bir teknik adamın büyük düşünmesinin, takımını "Sizler büyük oyuncularsınız" diye inandırmasının belgesidir.
OTURSUN DİYE Mİ ALINDI!
Sevgili büyüğüm Öcal Uluç'un köşesinde dile getirdiği "Feldkamp maçtan önce oyunu iyi düşünüyor; takım tertibi ve taktiğinde önemli yanlışlar yapmıyor ama gözünde büyüttüğü rakipler önünde maç içi oyuna müdahalelerine hep korku hakim oluyor" görüşüne katılıyorum.
Kalli'nin maçlarda girdiği korku tüneli Galatasaray'da suni krizlerin doğmasına neden oluyor. Lincoln'ü oynatırsın ya da oynatmazsın. Bu Kalli'nin tercihidir; saygı duyarım. Ama "Zemin ağır, sakatlanmasın" deyip bitime 10 dakika kala oyuna alırsan kriz yaratırsın. Lincoln, Bundesliga'dan gelmedi mi? Almanya'nın sıcaklık ortalaması nedir? Bu adam Almanya'da buzda, karda, yağmurda, çamurda oynamadı mı? Lincoln hazırsa kulübede oturmaz; oynar. Oynatmazsan seyirci parlar. Yönetim, tomarla para ödediği Lincoln'ü kulübede otursun diye mi getirdi?