Çinli filozof TzuHsia'ya ait bir söz şöyle de: "Büyük ve üstün insan üç değişiklik gösterir: 1-Uzaktan bakılınca ciddidir. 2-Yaklaştıkça yumuşak görünür. 3-Konuştuğu zaman ise sizleri ikna edicidir"
***
Bu Çin atasözü, üçüncü madde hariç tam Kalli'yi anlatıyor. Uzaktan bakınca Kalli'nin ciddi bir insan olduğuna karar veririz. Yaklaştığımızda samimi ve güleryüzlü olduğunu görürüz. Ancak son dönemde yaptığı açıklamalarını masaya yatırdığımızda ikna edici olmadığına tanık oluyoruz. Kalli, G.Saray'ın fizikkondisyon sorunu olmadığını söylüyor. Oysa G.Saray, Bordeuax'da 50. dakikadan sonra fizik olarak çöktü.
Kalli'nin 1992'de çalıştırdığı G.Saray'ın rakiplerini çökerten en vurucu özelliği fizik gücüydü. Tekrar G.Saray'a geldiğinde şunu yazmıştım: "G.Saray yönetimi Kalli'yi futbol felsefesine inandığı için iş başına getirdi. Nedir bu felsefe? Koşan, mücadele eden, boğuşan, rakibe nefes aldırmayan, önde pres yapan, alan daraltan, disiplinli, tempolu ve FİZİK GÜCÜ üst düzeyde bir G.Saray yaratmak.."
5-1'lik Sion maçından beri Kalli felsefesinin hızla inişe geçtiğini görüyorum. Kendisi itiraz etse de fizik-kondisyon sorunu yaşandığına tanık oluyorum. Bordeaux'da ilk yarı G.Saray fizik güç olarak üst düzeydeydi. Sekiz oyuncu topun gerisinde olduğu için rakibe pozisyon verilmedi. Takım, ilk yarı yelpaze gibi açılıp kapandı. Nonda ve Karan golleri atsa G.Saray farklı kazanacaktı. Cavenaghi'nin golü sonrası rakip yarı sahaya 8 kişiyle gelen Bordeuax oldu.
Kalli'nin basın toplantısında, "Fizik-kondisyon sorunumuz yok" demesi şaşırtıcıydı. Ama beni en çok şaşırtan, kendisinin hata yaptığını kabul etmeyip suçu sürekli oyuncularına atmasıdır. Kayserispor ve Ankaraspor maçlarında kaybedilen puanlar ve Bordeaux önünde alınan şok yenilgi Kalli'nin 25 kişilik kadroda 'Rotasyon' felsefesini işletmemesinin sonucudur.
ÇEVİRDİĞİ MAÇ YOK
Kalli, Linderoth için, "Milli maç yorgunu ve iyi oynamadı" yorumunu yapacağına İsveçli'yi Ankaraspor maçında dinlendirebilir, Bordeuax maçına diri çıkmasını sağlayabilirdi. Milli maçlarda zihinsel yıkım yaşayan öğrencilerini rotasyon düşüncesi içinde dinlendirebilirdi. İsim verip suçladığı sadece Linderoth değildi. "Barış ve Song, rakip forvetlere refakat edince gol yedik" ifadesi de Kalli'nindi.
Geniş kadroyu kullanmayan Kalli, iğneyi kendine batırmayıp, çuvaldızı oyuncularına batırıyor. Şimdi Kalli'ye "Yaptığın değişikliklerden sonra hangi maçı çevirdin?" diye soruyorum. Var mı? Yok! Nonda, bu takıma 'golcü' olarak alındı. Çift forvet oynayacaksan ikiliden biri mutlaka top tutabilen, topla diripling yapabilen Nonda olmalı. Ve uyum adına en az 5 maç ilk onbirde başlamalı. Bol pozisyona giren Nonda'ya sunulacak devamlılık verimlilik kazandırır.
***
Kalli'ye "Serkan Çalık neden şans bulamıyor?" diye sordum. Cevap ilginçti: "Gol vuruşu iyi değil. O bölgede 4 tane golcümüz var"
Hazırlık maçlarının gözdesi Serkan golcü değil ki... Çabuk, çalışkan ve hızlı bir kanat oyuncusu... Ancak oyuna ya 86'da ya da 87'de giriyor. Bu sürede Süpermen oyuna girse uçamaz.. Serkan'ın gol vuruşuna gelince... Ribery'nin gol vuruşu çok mu iyiydi? Hayır. Ama hızıyla, çabukluğuyla rakip savunmaları dağıtıyordu. Arda yorgun ise, Barış'ı orta sahaya çekiyorsan, Serkan neden oynamıyor? Carrusca, Serkan'dan daha iyi oyuncu mu? Carrusca kebap yapıyor, Serkan Alman Ümit Milli Takımı'nda oynuyor..
Bence asıl sorun 74 yaşındaki Kalli ile futbolcular arasında jenerasyon farkının çok olmasıdır. Kalli, iki kuşaklık farkı zihinsel olarak kapatamıyor.