Avrupa'da beğeni toplayan F.Bahçe, taraftarını ligdeki futboluyla mutlu etmiyordu. Avrupa maçlarına kafaca mükemmel motive olan yıldızlar, lige döndüklerinde kalitelerinin altında kalıyorlardı. Bu dengesizlikten olacak ki; Konya maçında tribünler yeterli dolulukta değildi. Ancak maça gelmeyenler F.Bahçe'nin futbol ve gol şovunu kaçırdı.
Sahada koşan, pres yapan, alan daraltan, kanatlardan hücuma çabuk çıkan ve yelpaze gibi açılıp kapanan bir F.Bahçe vardı.
Konya önündeki bu güzellikleri iki nedene bağlıyorum.
1-Vederson-Aurelio-Deivid üçlüsü orta alanda makine düzeninde çalıştı. Sahanın her yerine basarken rakipten çaldıkları topları F.Bahçe hücumuna çabuk dönüştürdüler ve kanatlardan hücum edilmesini sağladılar. Orta alanın patronluğu F.Bahçe'de olunca Alex de daha rahat top aldı.
2-F.Bahçe'nin attığı ilk iki golde Konya kalecisi Özden'in büyük hataları vardı. Ama bu güzel futbola gölge düşürmez.
F.Bahçe'nin Konya ceza alanında çok pozisyon üretmesinin asıl nedeni Semih Şentürk idi. Bir gole imza atan, iki gole de asist yapan Semih'e bence Zico haksızlık ediyor.
SEMİH EGOİST DEĞİL!
F.Bahçe, Kezman ile oynadığında hücumda top tutamıyor. Ama Semih vücudunu akıllı kullanıyor, sırtı dönük aldığı topları ayağında bekleterek arkadaşlarının hücuma destek vermelerini sağlıyor. Üstelik gol yollarında sürekli gezinerek rakip defansın dengesini bozuyor, egoist davranmıyor, oyunu sağa-sola açıyor.
F.Bahçe yönetimi Semih'e profesyonellik adına özel ödül vermeli. Yıllarca hak etmediği halde kulübede bekliyor, ama ne isyan ediyor ne de oynamamazlık yapıyor. Formayı kaptığında yüreğini ortaya koyuyor.
Zico'nun Alex'i PSV maçını düşünerek çıkarttığını sanmayın. Art arda attığı iki depar sonrası kasığı çektiği için Alex çıkmak istedi. Zaman zaman yaptığı artistik hareketlerle tribünleri hareketlendiren Roberto Carlos kendini fazla zorlamadı. Herhalde PSV maçına kilitlenmişti.