1970'li yıllarda Avrupa'yı kasıp kavuran bir Ajax takımı vardı. Cruyfflu, Haanlı, Krollu, Neeskensli, Rensenbrinkli Ajax önüne geleni eziyordu. Efsane takım tüm kupalara ambargo koymuş, 3 yıl üst üste Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası'nı kazanmış, Süper Kupa'yı müzesine taşımıştı. Efsane Ajax'ın teknik patronluğunu ünlü Rumen hoca Stephan Kovacs yapıyordu...
Ajax'ın yıldızları sadece sahada değil, özel yaşamlarında da fırtına gibi esiyordu. Hem de kural tanımadan... Bir gün Hollandalı gazeteciler Cruyff ve arkadaşlarını "Oturak Alemi"nde kıstırdı. Olay manşetlere sığmadı. Ancak kulüpten hiç tepki yoktu. Medya, antrenmana her zaman bisikletle giden Kovacs'ın önünü kesti. "Hesap ver" şeklindeki sorular yağmur gibiydi. Büyük sakinlikle eleştirileri dinleyen Kovacs'ın verdiği cevap Hollandalı gazetecilerin ağzını açık bıraktı: "Futbolcuların özel yaşantısı beni ilgilendirmez. Ben futbolcunun sahadaki performansına bakarım. Çizgiyi geçtikten sonra söz futbolcunundur."
***
Bunu neden yazdım? Zico geldiği günden beri Fenerbahçeli yazarlar tarafından yerin dibine sokuluyor. Bu eleştirilerden etkilenen taraftar zaman zaman istifa" diye bağırıyor. Sevgili kardeşim Gürcan Bilgiç de Zico'yu en ağır eleştirenlerden. Hatta dün SABAH'taki köşesinde Zico'nun yanlışlarını reçete gibi 9 maddede toplamış..
Inter maçındaki Fenerbahçe'yi gördükten sonra suçlu Zico mu yoksa futbolcular mı? Kovacs'ın "Çizgiyi geçtikten sonra söz futbolcularındır" sözünden yürürsek Inter'e Kadıköy'ü dar eden bu oyuncuların böyle bir futbolu lig maçlarında oynamamaları kendi suçlarıdır. Herhalde Zico futbolcularına "Ligi hafife alabilirsiniz" demiyordur. Fenerbahçe'nin Inter önünde sergilediği "Çağdaş ve Avrupai" futboldan sonra artık "Demokles'in Kılıcı" Zico'nun tepesinde değil Fenerbahçeli futbolcuların tepesinde sallanacaktır... Inter önündeki kaliteli futbolun taktikle ilgisi yoktur. Bu tamamen kaliteli oyuncuların oynama isteğinin sahaya yansımasıdır.
Bundan sonra eleştiri okları Zico'ya batırılamaz. Fenerbahçe'nin ligde iyi oynayıp oynamaması tamamen futbolcuların sorumluluğundadır. Yani, çizgiyi geçtikten sonra söz futbolcularındır.