Türkiye'deki büyük kulüpler arasında, alt yapıda yetiştirdiği futbolcuları A Takım'a en çok kazandıran takım Galatasaray'dır... Sirkülasyonun inişi ve çıkışı sadece kulüp felsefesiyle değil futbolcu kalitesiyle de orantılıdır. Son dönemlerde Galatasaray'la ilgili, "Neden gençler oynatılmıyor?" gibi bir isteri krizi içinde baskı yaşanıyor. "Her genç A Takım'da oynar" şeklinde bir kural yok. A Takım'da oynamak için sadece yetenek yetmez. Özgüven ilk yoldur. Emre'nin çıkışı bir özgüven başarısıdır. Arda'nın varoluşu kendine olan güvenin bir göstergesidir.
Arda'nın fiziksel yetersizliği ve taktiksel eksikliği çalışmalarla giderilebilir. Ama futbolcuya özgüven yüklenemez. Çünkü bu bir karakter meselesidir.
SABRİ VE HASAN'I KESEMEZ
İlk yarı boyunca Galatasaray'ın oyun inisiyatifini Arda'ya bırakması, genç oyuncunun kalitesinin yanısıra sahip olduğu özgüvenin ürünüdür. Arda bugün rüştünü ispat etmiş, Süper Lig'in havasını koklamış, darbelere karşı dayanıklılık kazanmış bir oyuncudur. Aynı çıkışı Aydın yapamadı. Bizler Aydın'a sınıfı Konya'da attığı bir golle geçirdik. Aydın futbolunun üzerine koyabildi mi? Hayır. Ama Arda, yeni transfer Carrusca'yı kulübeye mahkum etti. Yani Arjantinli'den daha iyi olduğunu kanıtladı. Bir ölçüde rekabeti kazandı. Figo'ya benzettiğim Aydın'ın formayı kapması için Sabri ve Hasan Şaş ile rekabet etmesi gerekir. Bugünkü Aydın'ın Sabri ve Hasan'ı kulübüye oturtacak havası ve gücü var mı? Yok... Bence Aydın'ın kendine olan güvenini geliştirmesi gerekir. Çünkü Galatasaray'ın Aydın'ın yeteneklerini istikrar içinde sergilemesine ihtiyacı var.