İngiliz atasözü yönetimlerle ve yöneticilerle ilgil şöyle der: "İşin işine çok aşçı girdi mi, çorbanın tadı tuzu kalmaz."
Eğer bir yönetici doğru davranırsa sorumlu olduğu kurumları yönetmekte zorluk çekmez. Sezon başından bu yana Adnan Polat'ın Gerets'le ilgili tutumunu hep eleştirdim. Çoğu zaman Gerets'ten yana tavır koydum. Takıma ve hocaya fazla karışmanın Gerets'in vücut kimyasını bozduğunu yazdım. Ama göreve geldiği günden beri Polat, G.Saray'da ekonomik açıdan önemli işler yaptı. Özel işlerini kenara koyup kulüp işlerini ön plana çıkardı. Gecesini ve gündüzüne katarak çalıştı ve çalışmaya da devam ediyor. Polat, Gerets'e sırtını dönerek hata yaptıysa da kulübün haklarını korumak adına da önemli işlere imza attı. Şimdi size Polat'ın sorumlu bir yönetici olarak kulübün ekonomik menfaati adına yaptığı çalışmalardan örnekler vereceğim.
G.Saray; Ribery ve Song'u transfer ederken menajerleri Bruno Heiderscheid ile masaya oturmuştu. Yapılan sözleşme gereği menajer Bruno'ya kulüp 300 bin euro para ödeyecekti. Ödemelerde gecikme olduğunda hem iki futbolcu hem de Bruno adına ciddi faiz şartı vardı. G.Saray kulübü geçen sezon nakti sıkıntı yaşarken futbolculara ödenmeyen alacakları hep manşetlere oturdu. Menajer Bruno'nun sözleşmesinde şöyle yazıyordu: "Alacağımın gecikeceği her gün için bin euro alırım. Geciken her ay için de ekstradan bin euro daha alırım."
Bruno'ya ödenmeyen borç, kar topu gibi büyüyüp çığa dönüştü ve tamı tamına 4.8 milyon euroya ulaştı. G.Saray, Şampiyonlar Ligi'ne kaldığında kurnaz Bruno, UEFA'nın ödeyeceği paraya el koymak için harekete geçti. Bunu öğrenen Adnan Polat devreye girip Bruno'yu çağırdı. Polat, pazarlıklar ve ikna becerisi sayesinde Bruno ile 550 bin euroya el sıkıştı ve işi sağlama bağlayıp kendisine, "Alacağım yoktur" diye de kağıt imzalattı.
Bir başka sorun da Song'la ilgiliydi. Kamerunlu'nun ödemelerinin gecikme bedeli olarak G.Saray'dan alacağı para 2.8 milyon euroya
ulaşmıştı. Polat yine Bruno ile masaya oturdu. Yine pazarlıklar ve ikna becerisi sayesinde bu büyük borcu 350 bin euroya indirdi. Polat bu pazarlıkta da "Bruno'nun alacağı yoktur" imzalı kağıt almayı unutmadı. Polat yöneticilik becerisi sonucunda G.Saray'ı 7 milyon 600 bin euro ödemekten kurtardı. Kasadan 900 bin euro çıktı. Yöneticilik her zaman cebinden para vermek değildir. Beceri de gerekir. Bazen bir yönetici olarak kriz dönemlerinde kulübe para da kazandırabilir. Polat becerisi sayesinde G.Saray'ın 7.6 milyon euroluk bataktan 900 bin euro ile çıkmasını sağladı. Yani kulübe 6.7 milyon euro (9 milyon dolar)
kazandırmış oldu.