Takımlar sahaya çıkarken, stat hapörlörlerinden Orhan Gencebay'ın ünlü parçası çalıyordu: "Yazıklar olsun. Kaderin böylesine yazıklar olsun." Kadere neden sitem ediliyordu?. Şampiyonlar Ligi'nden elenmeye mi, oynanan kötü futbola mı, alınan yenilgilere mi? Belki de Trabzonspor önünde yaşanacak facia, şarkıyı çalan kişinin içine doğmuştu. Fatih Terim zaten Real Sociedad maçı sonrası "İyi oynamıyoruz. Güvenimizi kaybettik" diyerek Galatasaray'ın hastalığını dile getirmişti. Ama doktor kendisiydi, Galatasaray'ı ayağa kaldıracak reçeteyi yazacak kişi de oydu. Beşiktaş'ı bırakın, Fenerbahçe'nin dışında Trabzon artık Galatasaray'ın rakibi olmuş... Kaybedilecek 3 puan tükenişi belgeleyecekti, galibiyet Galatasaray'a umut değil, yasak savacaktı. Oyuncuların farklı vizyonlara sahip olduğu bir takım asla kazanamazdı. Galatasaray da acemi oyuncuların karışımından kurulu akordu bozuk bir takımdı. Terim'in tercih ettiği kadronun Trabzon'a korku salacak bir etkisi yoktu. Trabzon, sahaya çok akıllı yerleşti. Savunmasıyla orta sahayı birbirine yakın tutup, hem kalabalık kaldı. Amaç Galatasaray'ın hücum düşüncesine orta alanda "dur" demekti. Fatih-Yattara ikilisinin arkasına da topla çok çabuk süratlenen Gökdeniz'i koydu. Petkoviç'in kurtardığı Sabri'nin vuruşundan sonra Galatasaray yine erken gol yeme hastalığına tutuldu. Atina'daki Olimpiyakos maçındaki gibi yine Frank de Boer'in kaptırdığı bir topta Fatih golü attı. Galatasaray'da ne moral kaldı, ne de oyun disiplini.. Sarı kırmızılı futbolcular, "Afyon yutmuş" gibi mücadele ediyor, topu kazanan 2 adım yakınındaki arkadaşına pas
***
yapamıyordu. Prates'i Terim, Juventus maçında geri gelmediği için oyundan almıştı. Abdullah'ın yerde süründüğünü gördüğü halde çıkartmadı. Abdullah'ın bölgesinde Yattara, bir gol attı, bir gol kaçırdı bir de Gökdeniz'e gol pası verdi. Galatasaray'ın ısrarla uzun toplarla gol araması Trabzon savunmasının ekmeğine yağ sürdü. O ölü Galatasaray Pratu ile yine 2 tane yüzde yüz goller kaçırdı. ABD'nin eski futbol antrenörlerinden Lou Holtz şöyle diyordu: "Kazanmak için büyük oyunculara sahip olmalısınız. Ben antrenörün kim olduğuna önem vermem. Siz iyi oyuncular olmadan kazanamazsınız. Fakat onları da kaybedebilirsiniz. Bir antrenörün fark yarattığı nokta buradır." Terim, Berkart ve Abdullah'ı çıkarıp Arif ve Prates'i alınca Galatasaray, Trabzon kalesinde müthiş baskı kurdu. Kanatlardan Galatasaray yükleniyordu ama gol Prates'in müthiş frikiğiyle geldi. Galatasaray ateşleneceğine durakladı. Trabzon savunmayı kalabalık tutup, kontratak düzenine geçti ve Frank de Boer'in atılmasıyla inanılmaz pozisyonlar buldu. Galatasaray'ı büyük bir faciadan Allah korudu. Fakat Cimbom lige havlu attı.