Amerikan halkında büyük nefret uyandıran Boston maratonu bomba eyleminin arkasından iki Çeçen kardeşin çıkması ülke için zor bir sınav teşkil ediyor. Artık ABD'de yaşayan 6 milyon Müslüman asıllı Amerikalı için hayat biraz daha zorlaşacak. Daha şimdiden ABD medyasının gözünde Boston'daki bomba eylemi "İslamcı terörizm" kategorisinde ele alınıyor. Türkiye gibi ülkelerde siyasi liderler haklı olarak istedikleri kadar "terörizmin dini olmaz" desinler bu eylemi gerçekleştiren iki gencin Müslüman olması Amerika'daki algılama açısından önemli. Eğer bu eylem ABD içi aşırı sağcı radikal bir örgüt tarafından yapılmış olsaydı ortaya bambaşka bir algılama çıkacaktı. Siyasi İslam ve terör yerine, o zaman silah lobisi, ırkçılık ve ABD içindeki diğer sosyal sorunlar konuşuluyor olacaktı.
Fakat gene de Boston eylemini genel anlamda İslamcı terörizm kategorisinden ayıran birkaç önemli faktör var. Birincisi din yerine etnik boyutun ön planda oluşu. Tipik bir El Kaide radikal İslam ideolojik çerçevesi dışında Çeçenistan nedeniyle etnik bir durum söz konusu. Ama daha önemli olan ikinci faktör: eylemi gerçekleştirenler tipik iki Amerikalı genç. Yaşanan terör eylemi 11 Eylül gibi dışarıdan gelen unsurların ürünü değil. Hayat tarzları, hobileri, arkadaşlarıyla, Cohar ve Tamerlan Çarnaev kardeşler tipik iki Amerikan lise öğrencisi profiline sahip. Geçmişlerinde onları terörist profiline sokacak hiçbir durum yok.
ABD'li otoriteler açısından oldukça yeni bir durum bu. 11 Eylül sonrasındaki Amerikan söylemi Avrupa'daki 15 milyon Müslüman'ın radikalleşmesi konusunda oldukça ciddi endişe taşıyordu. Aynı otoriteler ABD'deki 6 milyonluk Müslüman-Amerikalı nüfus açısından böyle bir radikalleşme tehlikesi olmadığı konusunda hemfikirdi. Ne de olsa ABD'deki Müslümanlar, eğitim ve gelir seviyesi olarak ortalamanın üstünde bir konuma sahipti. ABD'nin çok dinli ve çok kültürlü yapısı sayesinde Müslüman Amerikalı nüfusun topluma iyi entegre olmuş olması yetkilileri mutlu ediyordu. Bu arada Avrupa ve ABD'deki İslam arasında ilginç demografik farklar da vardı. Mesela Arap-Amerikalı nüfusun yüzde 70'lik çoğunluğunun Hıristiyan kökenli oluşu pek bilinmeyen bir gerçek. Bütün bunlar nedeniyle ABD'deki İslam, radikalleşme sinyalleri veren Avrupa'daki İslam ile tezat oluşturuyordu.
Son yıllarda ABD'deki İslam konusundaki bu "rehavet" havası değişmeye başladı. Mesela 2009'da Nidal Malik Hasan isimli bir Amerikalı-Arap asker Teksas eyaletinde bir garnizonda 13 meslektaşını öldürerek ülkede şok yarattı. Ama bu olay tam anlamıyla bir terör eylemi olarak kabul edilmedi. Şimdi Boston bomba eylemi sonrasında ortaya yeni ve son derece tehlikeli bir dinamik çıkıyor. 11 Eylül sonrasında ve de özellikle Obama iktidara geldikten sonra terör meselesi unutulmaya başlamıştı. Şimdi ABD terörü yeniden keşfediyor. Üstelik bu sefer içerideki Müslüman nüfus konusunda ciddi bir panik yaşanması muhtemel. Avrupa'ya entegrasyon ve çok kültürlülük dersleri vermeye meraklı ABD'yi şimdi zor bir sınav bekliyor.