"Obama'nın zaferi ABD siyasi dengelerinde hiçbir şey değiştirmedi" diyenler yanılıyor. Tamam, Beyaz Saray'da Obama devam ediyor ve Temsilciler Meclisi halen ağırlıklı olarak Cumhuriyetçi Parti'nin elinde. Ama Obama'nın seçimleri beklenenden daha rahat kazanması ABD açısından yeni bir dönemin habercisi. Her şeyden önce bu seçim ve özellikle de yüksek katılım şunu kanıtladı: Halkın çoğunluğu ekonomide "sosyal devlet" istiyor. ABD seçmeni zenginlerin daha fazla vergi verdiği, halkın daha iyi sosyal hizmetler aldığı, devletin daha iyi temel eğitim verdiği, krize neden olan bankacılık ve finans sisteminin daha çok regüle edildiği bir ABD istiyor. ABD'de devletin ekonomik rolünü neredeyse sadece askeri harcamalara indirmek isteyen Çay Partisi hareketinin iflas ettiğini gördük bu seçim sayesinde.
Romney bilerek ve isteyerek bu seçimi Obama'nın getirdiği sağlık sigortası reformu için bir referandum haline getirdi. Neredeyse her yaptığı konuşmada "İktidara geldiğimin ilk günü Obamacare (Obama sağlık reformu) rafa kaldırılacak" dedi Romney. Sonuçta bu referandumu kaybetti Romney. Artık yeni bir dönem var Obama'nın önünde ve Obama kazandığı siyasi sermayeyi sosyal devlet için kullanmak niyetinde. Mesela zenginlerin daha yüksek vergi vermesi konusunda taviz vermek istemeyecek. Zira bu seçim sayesinde ABD halkının vahşi kapitalizm gezegeninde yaşamak istemediği belli oldu. Bunu anlamak zorunda Cumhuriyetçiler. Uzlaşmak istemeyen, her şeye "hayır" diyen Temsilciler Meclisi bunda devam ederse önümüzdeki iki ay içinde 2013 yılı için bütçe görüşmeleri tıkanacak. Bu senaryo Wall Street ve ABD ekonomisi için tam bir kâbus. Nedeni basit. Anlaşma olmazsa otomatik olarak kamu harcamalarında ciddi kısıntılara gidilecek. Orta sınıfa Bush döneminde geçici olarak getirilen düşük vergi oranı da yükselecek. Denk bütçe uğruna kemer sıkma dönemi başlayacak. Daha yeni yeni canlanma sinyalleri veren ekonomide böylece tekrar durgunluk başlayacak. Bu bütçe ve kâbus senaryosundan korkan Wall Street Obama'ya geçen hafta yüzde 5 değer kaybederek seçim sonrası merhaba dedi. Sonuç olarak karşımızda yepyeni bir dönem ve güven tazelemiş, daha güçlü yeni bir Beyaz Saray var. Ama bu yeni Washington'u eski sorunlar çok zorlayacak.
Peki ya dış politika? Seçmen dış politika konusunda da net bir mesaj verdi: yeni macera istemiyoruz, Irak'tan ve Afganistan'dan çıkarak iyi ettik. Bu şartlar altında Obama'nın önümüzdeki aylarda bütün dikkatini ekonomik sorunlara vermesi gerekiyor. Peki ya aciliyet teşkil eden sorunlar ne olacak? Suriye krizi ve İran nükleer dosyası Obama'nın önce ABD ekonomisine odaklanmasını bekleyecek değil. O halde Suriye ve İran konusunda ne yapılması gerekiyorsa askeri yöntemler değil diplomasi yoluyla yapılması gerekecek. Benim tahminim şu: New York Times gazetesinin seçimlerden önce yazdığı gibi ABD ve İran ikili görüşmeler için masaya oturacak. ABD nükleer konuda İran'ı tavize zorlayacak. İran buna "büyük bir pazarlık" yapalım diyerek cevap verecek. Nükleerde taviz karşılığı Suriye, Irak ve Lübnan'da taleplerde bulunacak. Bakalım seçimin en büyük mağlubu İsrail bu durumda ne yapacak?