Bir yılı aşan bir süredir hep aynı tahminler yapılıyordu. Esad'ın günleri sayılı, rejim zayıflıyor, muhalifler zemin kazanıyor. Bunları söylemek ve duymaktan bıkar hale gelmiştik. Bütün bu keskin tahminlere rağmen Şam'daki rejim beklenenden çok daha güçlü çıktı. 16 aydır İran, Rusya ve Çin'in de desteğiyle Esad sanki ülkesinde bir sorun yokmuş gibi hareket etmeye devam etti.
Fakat geçtiğimiz hafta Şam'da yaşananlar artık bu sefer gerçekten de "sonun başlangıcı" aşamasında olduğumuzu gözler önüne serdi.
18 Temmuz'daki bombalı saldırı Esad rejimi üzerinde tam anlamıyla bir şok etkisi yarattı. Bu saldırı 16 ayda kitlesel ayaklanmanın başaramadığını bir günde başardı. Esad'ı ve rejimi temellerinden salladı. Bu saldırı nedeniyle artık rejime destek veren anahtar kitlenin gözünde yeni bir algı var. Kim bu anahtar kitle? Nusayriler, Sünni üst sınıflar ve Hıristiyanlar. Şimdi bu anahtar kitlenin gözünde Esad'ın ne kadar zayıflamış olduğu bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı. Bu son derece önemli bir algılama değişimi. Algılama değişince gerçekler de değişiyor, zira algılama kendi gerçeğini yaratıyor.
Artık bu saatten sonra Şam'daki son tango yeni bir soru yaratıyor: Esad sonrasında nasıl bir Suriye ortaya çıkacak? Bu soruya cevap Şam'da yaşanan son tangonun, yani rejimin yıkılma sürecinin, nasıl olacağına yakından bağlı.
Geçen hafta itibariyle içine girdiğimiz bu son dönem çok kanlı geçebilir. Eğer Nusayriler ve rejime bağlı diğer güçler, Esad sonrasında kendilerine zaten hayat olmadığına karar verirlerse, sonuna kadar savaşma taraftarı olacaklardır.
Lazkiye merkezli dağlık Batı Suriye'ye çekilerek buradan savaşmaya devam edeceklerdir. Peki ya diğer bölgeler? Kuzey'de Kürtler otonomi ilan ederken Sünni ve Nusayri Arap nüfusun beraber yaşadığı her yerde çatışmalar ve etnik temizlik yaşanacaktır.
Sonuç olarak ortaya 16 aydır yaşanandan çok daha kanlı bir iç savaş çıkabilir.
Bu felaket senaryosunu gerçekçi bulmayanlar lütfen Saddam sonrası Irak'ta yaşananları hatırlasın. Suriye'de son 16 ayda 20 bine yakın insan öldü. Buna iç savaş diyoruz. Ama Irak'ta 2006'da sadece bir ayda 20 bin insan ölüyordu. Gerçek iç savaş Irak ve Yugoslavya gibi ülkelerde yüzbinlerin ölümüyle yaşandı.
Bu kötü senaryo. Peki iyi ihtimal nedir?
Eğer Şam'daki son tango kansız biter ve ülke kitlesel bir iç savaşa sürüklenmezse, Cenevre süreci denen süreç devreye girebilir. Nedir bu Cenevre süreci? Bundan üç hafta önce, ABD, Rusya, Çin ve Türkiye dahil bütün bölgesel güçlerin desteğini almış bir anlaşma bu. Suriye'de her kesimin temsil edileceği ve her kesimin onayını alması gereken bir geçiş hükümeti öngörüyor. Bu Cenevre anlaşmasına sarılmak Beşar Esad için son şans olabilir.
Şu anda Washington'da yapılan hesaplar Suriye'de muhalefetin askeri gücünü artırmak ve Cenevre sürecini ülke daha kanlı bir iç savaşa sürüklenmeden devreye sokmak üzerine kurulu. Bu arada acil olarak cevap aranan iki soru var. Birincisi Suriye'deki kimyasal ve biyolojik silahların akıbeti.
İkincisiyse İran'ın Beşar Esad'a ne tavsiye ettiği. Bu sorulara cevap önümüzdeki haftalarda belli olacak.