Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

ABD, İran ve Suriye'de zamana oynuyor

WASHINGTON

Obama yönetimi açısından bakınca İstanbul'da yapılan Suriye konferansı ve İran müzakereleri benzer bir amaç doğrultusunda gerçekleşti. Her iki platformda da ABD'nin temel amacı aynıydı: askeri müdahale senaryosundan ve petrol piyasasında dalgalanma yaratacak bir krizden uzak durmak. Amerika'da artık her şey kasımda yapılacak seçimlere endekslenmiş durumda. Doğal olarak Obama için seçimleri kazanmaktan daha önemli başka bir öncelik yok. Seçimler kaybedilirse şu an izlenilmeye çalışılan İran, Suriye, İsrail, Afganistan, Pakistan, Çin, Kuzey Kore politikalarının hiçbir önemi kalmayacak. Bütün bunların yanında Obama yönetiminin dış politikadan çok daha önem verdiği sağlık sektörü ve vergi reformu gibi iç politika konularının akıbeti de bütünüyle seçimlere endeksli durumda. Bu nedenle önümüzdeki aylarda seçimlerin sonucunu olumsuz etkileyecek her türlü konu çok hassas.
Peki, seçimlerin sonucunu olumsuz etkileyecek en hassas konu nedir? Tabii ki Amerikan ekonomisindeki genel gidişat. ABD ekonomisindeki iyileşme halen çok cılız. İşsizlik oranı bir türlü yüzde 8'in altına inmiyor. Yapılan bütün araştırmalar ABD'de seçmenlerin bütünüyle ekonomiye endeksli olarak oy kullandıkları yönünde. Medya üzerinden yürüyen ve sanki ülkede çok büyük bir toplumsal kutuplaşma varmış havası yaratan siyasi polemikler ve sadece elitleri ilgilendiren dış politika konuları halkın gözünde pek bir anlam teşkil etmiyor. Sonuç olarak sıradan Amerikan vatandaşı cebine ne kadar para girdiğine bakıyor. Sosyal devletin çok zayıf olduğu ABD'de eğitim ve sağlık gibi temel hizmetler için bile ciddi para biriktirmek gerekiyor. Orta sınıf ve tabii ki fakirlik sınırındaki milyonlar bu konuda çok zorlanıyor. Aile bütçesi yaparken her kuruşu hesaplamak zorunda kalan milyonlarca Amerikalı için en önemli konulardan biri benzine ne kadar para harcadıkları. İşte tam da bu nedenle Obama için petrol fiyatları kendisine oy veren orta sınıf ve fakir ABD'nin nasıl hareket edeceğini belirleyen en önemli faktörlerden biri.
Şimdi asıl konumuza dönerek Suriye ve İran konusunun petrol fiyatları ile bağlantısının altını çizelim. Cumartesi günü yapılan İran müzakerelerinde kriz zamana yayıldı. Önümüzdeki ay diplomatik görüşmeler Bağdat'ta devam edecek. Obama yönetimi açısından bu zamana oynama stratejisi taktiksel bir başarı. Bunun alternatifi masadan kalkan ve tansiyonu yükselten bir İran olacaktı. Bu durum İsrail'in İran'a saldırması gibi senaryoları beraberinde getirecekti. Buna bağlı olarak petrol piyasası fena halde karışacak ve seçimler arifesinde Obama'nın en çok korktuğu senaryo gerçekleşecekti. Suriye konusunda da benzer bir strateji izliyor Washington. Amaç askeri bir müdahaleye girmeden durumu diplomatik bir süreç çerçevesinde idare etmek. Yani bir bakıma zamana oynamak. Annan planı ideal olmasa da bu açıdan bakınca kozmetik olarak işe yarıyor. Asıl sorun İran ve Suriye konusunda bu diplomatik süreçlerin daha ne kadar durumu idare edeceği. Özellikle Suriye meselesinde bir iç savaşa doğru gidişatı engellemek gün geçtikçe daha zorlaşıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA