Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

Suriye açmazı derinleşiyor

WASHINGTON

Suriye konusunda cumartesi günü BM Güvenlik Konseyi'nde beklenen oldu. Rusya ve Çin, veto hakkı olan iki daimi üye olarak bu haklarını kullandılar. Böylece Moskova ve Pekin, Arap Ligi'nin, ABD'nin, Avrupa'nın ve Türkiye'nin destek verdiği bir stratejiye "hayır" demiş oldu. Neydi bu strateji? Amaç Suriye'de bir geçiş dönemi çerçevesinde Beşar Esad'ın görevi bir yardımcısına bırakmasını sağlamaktı. Rusya ve Çin böyle bir talebin Suriye'nin egemenlik haklarına aykırı olduğunu ve Libya'da olduğu gibi "diplomasi ile başlayan ama askeri operasyon ile biten" bir süreç yaratacağını iddia etti.
Böylece Suriye konusundaki diplomatik açmaz şimdi daha da derinleşti. Bu noktadan sonra iki önemli gelişmeden bahsetmek mümkün. Birincisi BM'deki bu oylamanın Şam tarafından nasıl algılanacağı. İkincisi ise Batı ve Arap koalisyonunun artık nasıl hareket edeceği. Hiç kuşku yok ki, Şam yönetimi BM'deki oylamayı büyük bir zafer olarak algılayacak. Böylece Şam'a desteğin sadece İran'dan gelmediği, Rusya ve Çin gibi iki çok önemli bölgesel süpergüç konumundaki ülkenin rejimi ne pahasına olursa olsun koruyacağı belli olmuş durumda. Böyle bir algılama beraberinde daha da çok şiddet getirecektir. Artık bundan sonra Şam yönetimi gösterici ve muhalif güçler üzerine daha da rahat ateş atacak ve zaten yükselmeye başlayan ölü sayısı hızla artacaktır.
Suriye'nin hızla bir kan gölüne dönmesi karşısında Batı ve Arap dünyasında yeni arayışlar başlayacaktır. Artık diplomasi yolu tıkandığı için bu arayışlar ister istemez askeri boyut kazanacaktır. Peki, bu askeri arayışlar hangi yönde olacak? Şurası kesin: Türkiye üzerinden bir askeri operasyon yapılması için ABD baskısı artacaktır. Bu durum kuşkusuz Ankara'nın Suriye açmazını daha da derinleştirecek. Türkiye, Suriye konusundaki tutarlı ve prensipli duruşuna rağmen herhangi bir şekilde Batı tarafından askeri bir operasyonun içine çekilmek istemiyor. Ankara bu konuda endişeli olmakta haklı. Bu köşede daha önce ifade ettiğim üzere Washington'da artık "Obama Doktrini" hâkim. Obama yönetimi yeni geliştirdiği "paylaşımcı liderlik" doktrini çerçevesinde kendisi yeni savaşlara girmektense, müttefiklerinden daha aktif şekilde rol oynamalarını istiyor. Libya'da Fransa ve İngiltere'nin ön planda oluşu bunun bir örneğiydi.Cuma günü Washington Post gazetesinde çıkan iki önemli yorum yazısı, benzer şekilde bu sefer Türkiye'ye Suriye'ye karşı rol biçiyor.
Adı ister "tampon bölge", ister "yardım koridoru", isterse de "sınırlı müdahale" konsun, Suriye'de artık muhalefete destek için askeri boyut kazanacak yeni bir döneme giriyoruz. Bu yeni dönemde Türkiye'den daha aktif bir rol oyması yönünde talepler şimdiden artmaya başladı. Türkiye ise bu yönde adım atmamak için direnecek gibi gözüküyor. Neden mi? Hemen üç neden sayalım. 1) Siyaseten Batı'nın taşeronu olarak gözükmemek. 2) İran ile Suriye üzerinden savaşmak zorunda kalmamak. 3) PKK konusunda Suriye ve İran'a yeni kozlar sunmamak. Perşembe günü Washington'a gelecek olan Ahmet Davutoğlu'nu zor görüşmeler bekliyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA