Her ne kadar Bayern Münih maçının ciddi yorgunluğu göz önüne alınsa da yine de dün geceki maçı Galatasaray'ın domine etmesi, beklediğim bir durumdu. Çünkü Galatasaray'la Rizespor'un kadrosu arasında kalite olarak dağlar kadar fark var. İlhan Palut 'Mücadeleci oynayayım, geride iyi kapanayım, geçiş oyunlarında da pozisyon bulayım' diye bir taktik plan hazırlamış. Bu Galatasaray'a karşı doğru bir plandı ama Rizeli futbolcuların oyun görüşleri, nerede pas verilir, nerede şut atılır konusundaki yetersizlikleri, G.Saray'ın şansıydı.
Galatasaray ilk yarıda kurduğu baskıda çok net pozisyonlar bulamadı. Akılda kalan, Kerem'in güzel şutunu Gökhan'ın kurtarışıydı. İkinci yarıda Okan Buruk çok yanlış hamleler yaptı. Tandemi bozdu… Hadi o çok önemli değil diyelim, İcardi hem sakat oynuyordu hem de yorgun olduğu için pasif bir görüntüdeydi. Tabii ki onu çıkarmayacaktı. Zaha da fizik olarak düşüşteydi. Hiç olmazsa hazır olmayan Ziyech'in yerine Tete'yi veya Barış Alper'i alabilirdi. Bu değişiklerden sonra Galatasaray yine baskılıydı ama Rizespor'a kontrataklar için elverişli bir ortam vardı. Ama onlar oyuncu kalitesine göre cezayı kesecek durumda değillerdi.
Oliveira şans golü atınca Galatasaray bu deplasmandan da 3 puanla ayrıldı. Galatasaray'da Boey, Sanchez, Abdülkerim, Torreira ve Kerem Aktürkoğlu takımın ağır yükünü, üstün kondisyonları ve disiplinleriyle taşıyan oyuncular. Bu dün gece bir kere daha net olarak belli oldu.