F.Bahçe'nin Gaziantep'te hem moral açısından hem de iddiasını devam ettirmek için mutlak kazanması gerekiyordu. 8. dakikada Ertuğrul Ersoy ve Günay'ın müşterek hatalarından F.Bahçe erken bir skor avantajı yakaladı. Bu dakikadan sonra Gaziantep daha riskli oynayacağından F.Bahçe istediği saha içi ortamını bulmuştu. Ama bunu değerlendirecek bir ofansif organizasyon yapamıyor, pas hataları gündeme geliyordu. Rakip de bayağı tehditkâr oynuyordu. İkinci yarıda Kitsiou'nun güzel golüyle skora denge geldi. Ondan sonra artık F.Bahçe için işler çok zorlaştı. Çünkü bundan sonraki dakikalarda gol bulmak için risk alınacaktı. Bu da rakip için avantaj olacaktı.
Ama sahneye Sagal çıktı. Amatörce ikinci sarı kartı görünce saha içi dengeleri tamamen F.Bahçe lehine döndü. Jesus'tan arka arkaya hamleler geldi. 10'a 11'de bilhassa Rossi sağ önde çok faydalı işler yaptı. Ve uzatma bölümünde Valencia takımının galibiyet golünü atarak 3 puanı kazandırdı. Valencia F.Bahçe için çok önemli bir santrfor. Batshuayi ise fizik açıdan çok yetersiz, onun için katkı sağlayamıyor. İlk defa oynayan yeni transfer Samet Akaydın görevini yaptı.
Gelelim en önemli gözlemime; F.Bahçe kazandı ama neden Sagal kırmızı görene kadar olumlu bir futbol sergileyemedi. Çünkü teknik direktör Jesus 'Benim bildiğim bildik' diyor. Sahaya çıkan takım tertibine bakıyorum; uzun zamandır oynamayan Mert Hakan ve Alioski 11'de. Sezon başından beri az az oynayan Emre Mor üstelik orta sahada görevlendirilmiş. Ve de üçlü defansta Arao, Szalai ve tak-ı ma yeni gelmiş daha arkadaşlarını tanımayan Samet... Ben Avrupa liglerindeki hiçbir takımda taşlarla bu kadar çok oynayan bir teknik direktör görmedim.