Dün gece Vodafone Park'ta yüksek tempolu bir ilk yarı izledik. Topu hangi takım kazanırsa hemen hızlı bir şekilde hücuma çıkıyor, bu durumda da maç sahanın bütününe yayılıyordu. Beşiktaşlı futbolcular iştahlıydılar, kalabalık ofansif girişimlerde bulunuyorlardı. Ancak üretkenlik yetersizdi. Beşiktaş rakibine göre daha fazla risk aldığından Göztepe'nin karşı atakları çok daha tehlikeli gelişiyor ve sonu gelmese de pozisyonlara dönüşüyordu. İkinci devre de benzer durumda başladı ancak sonra maçta tempo düştü. Beşiktaş ilk yarıda kalesindeki tehlikelerden ders çıkarmış ki geride daha tedbirli davranıyordu. Hücumdaki sıkıntı ise devam ediyordu, nedeni de Larin'in pasif görüntüsü, Alex'in olumlu hiçbir şey yapmayışıydı. Bu yüzden Rıdvan'ın alışılmış bindirmeleri gündeme gelmiyor, Rosier olmadığından sağ kanat da çalışmıyordu. Gol ümidi sadece Ghazzal'ın kişisel becerilerine kalmıştı.
Önder Karaveli geç de olsa doğru değişiklikler yaptı. Larin kanada geçince Rıdvan'a alan açıldı, oyuna giren Güven hareketlilik getirdi. Göztepe Teknik Direktörü El Maestro da toplam 5 değişiklik yaparak iyi oynayan takımın bütün düzenini alt üst etti. Bu yüzden Beşiktaş uzatmanın ikinci bölümünde yoğun bir baskı kurdu ve birçok atakta gole yaklaştı ama değerlendiremedi. Maç boyu iki kalecinin başarısı penaltılarda da devam etti. İrfan Can, Pjanic'in penaltısını kurtarıp arkadaşlarına moral zemini hazırladı ancak iki kurtarışa imza atan Ersin Destanoğlu gecenin adamı oldu...