F.Bahçe 90 dakika tempolu, presli bir futbol sergiledi. Ancak yoğun baskıda üretkenlik yoktu. Bunun rakip açısından birinci nedeni Kayserispor'un iyi yerleşimli, alan daraltan savunma kurgusu uygulaması ve tüm oyuncuları ile dirençli bir futbol sergilemesiydi. F.Bahçe açısından ikinci önemli nedense; dün geceki kadro yapısı açısından kanatsız bir takımın sahada oluşuydu. Kapalı savunmalara karşı kanat forvetiniz yoksa, arızaya uğratmak tesadüflere bağlıdır. Bu tabloda yoğun hücum girişimleri, kısır bir döngü oluşturdu. Kaçan penaltıdan sonra kornerden skor dezavantajına düşüldü. F.Bahçe maçı bırakmadan baskısına devam ediyordu. Sonuçta önce fark bire indi, sonra da son saniye penaltısı ile ancak 1 puan kurtarılabildi. Maçın geneline baktığımızda bu kadar baskın oynayan bir takımın hazırlanmış tek atakla pozisyonu yok. Penaltıyı saymazsak, 3 top direkten döndü. Bu tabii ki şanssızlıktı. Ama bunların hiçbiri bir organizasyon sonucu değildi. Sadece Zajc'ın güzel golü hazırlanmış bir pozisyonla geldi. Tabii eğer sisteminiz oturmamışsa, sürekli kadrolar değişirse, bir de kanat forvetiniz yoksa yapacak bir şey kalmıyor. Hırslı ve baskılı oyun her şeye yeterli gelmiyor. Son 4 maçta 11 puan kaybeden bir takımın artık şampiyonluktan bahsetmesi mümkün değil. Hele ki Trabzon'la olan fark 10'a çıkmışsa… Antwerp maçından sonra yine methiyeler düzüldü. Ama o ekstra bir geceydi. Benim o maçtaki yazı başlığım şöyleydi: "Her şey toz pembe değil." Bu gerçek dün bir kez daha su üstüne çıktı. Ayrıca Berke'nin ilk maçını izledikten sonra, "Bu kaleci ile F.Bahçe hedefe varamaz" diye yazdım. Çünkü son derece deneyimsiz bir genç.