Alanyaspor, maça öyle garip bir taktik anlayışla başladı ki, takımın tamamının oyuna konsantre olmaları mümkün değildi. İlk dakikadan itibaren on sekiz önünde Tzavellas topu alıyor, diğer stoper Caulker'e veriyor; Caulker duruyor, Tzavellas'a veriyor. Bu tabloda Fenerbahçe, takım presini ikinci bölgede başlatıyor, rakibine genişlik bırakmaya hiç niyeti olmadığını gösteriyordu. Sinan'ın erken jeneriklik golü de gelince bu maça iyi motive olmuş Fenerbahçeli futbolcuların direnci arttı. Devre ortasından itibaren oyuna girmeye başlayan Alanyaspor karşısında alan daraltan bir anlayışla savunma güvencesine özen gösterilip kontratak planlarını işlerliğe koymak Fenerbahçe için temel ilkeler olmuştu.
İkinci devrede değişen bir şey yoktu. Alanya sıkışık alanda pozisyon üretemedi. Sadece bir korner atışı sonunda Davidson'un değerlendiremediği bir pozisyon yakaladılar. Sonra Fenerbahçe adına kaçan bir penaltı vardı ama Alanyaspor'un futbolcuları o kadar oyunda değildiler ki, kaçan penaltıdan sonra ikinci golü yediler. Sonrasında her şey bitmiş gibiydi. Bu kez sahneye Sadık çıktı. Kasımpaşa maçındaki sol bekteki başarılı performansını dün stoperde devam ettiriyordu ancak gereksiz bir penaltıya neden oldu. Fark bire inince bir stres yaşandı ama sonuçta önemli bir üç puan kazanıldı.
Erol Bulut açısından iki olumlu değişiklik dün sahaya yansıdı. Kasımpaşa maçında sezon başından beri gerçek yeri 10 numara olan Pelkas, dün de aynı görev yerinde Fenerbahçe'nin futbol aklıydı. Attığı gol de çok güzeldi. İkincisi ise her zaman vurguluyorum; Fenerbahçe'nin bu kadro yapısıyla riskli ofansif futbolda devamlılık zarar verir diye. Bu yanlış ta Bulut tarafından son iki maçta terk edildi. F.Bahçe'de kaleci Altay da 45. dakika ve son saniyede kurtardığı toplarla galibiyette pay sahibi oldu.