Devrenin son 5 dakikasına kadar televizyon karşısında oturanların uyukladığı, temposuz, sıfır pozisyonlu, son derece zevksiz bir mücadele izledik. Genelde topla daha fazla oynayan G.Saray'dı ama üçüncü bölgede hiçbir etkinlikleri yoktu. Konyaspor'dan da herhangi bir girişim görünmüyordu. 40. dakikada yardımcı hakemin yarattığı bir duran topta Diagne boş kaleye golü atamadı. Ardından 41'inci dakikada Konyaspor'un ilk tehlikeli atağında gol geldi. Bu golle birlikte 90 dakikanın sonuna kadar çok heyecanlı, müthiş ve gollü bir aksiyon filmi başladı. Devrenin son 5 dakikasında karşılıklı gol kaçırma yarışı oldu ve Diagne beraberliği sağladı.
İkinci yarı başlar başlamaz Konya daha dakika dolmadan güzel, kaliteli bir gol attı. Sonra Galatasaray yüklendi, Konya iyi defans yaptı ve sonunu getiremedikleri kontralara çıkmaya teşebbüs ettiler. Galatasaray, penaltıdan kritik anda beraberliği sağladı. Bundan sonra onlar için her şey olabilirdi ama sahneye Luyindama çıktı ve hediye ettiği penaltıyla Konya tekrar öne geçti. Sonra da 4. golü buldu. Fark bire indi ama Konya avantajını kaybetmedi.
Dün Galatasaray'ın eksik kadrosunda çok düşük performanslar ortaya çıktı. Bu yüzden Taylan da çaresiz kalarak alışılmış başarısını sergileyemedi. En büyük hayal kırıklıkları ise Emre Akbaba ve Belhanda'ydı.
Konyaspor hakkıyla çok önemli bir 3 puana imza attı. Skubic en iyi ofansif kanat beklerinden biri. Uzun sahayı görerek çok etkili oluyor. İlk golün asistini yaptı ama İsmail Kartal'ın onu sağ önde oynatması yine de yanlış bir tercihti. En doğru değişikliği tam zamanında hiçbir katkısı olmayan Cikalleshi'yi oyundan almaktı. Orta sahadan bir oyuncu çıkarıp üçüncü stoper olarak Uğur Demirok'u alması doğru değildi. Kısa süre sonra da penaltı pozisyonu geldi.
Hakem Arda Kardeşler mükemmele yakın yönetim gösterdi.