Abdullah Avcı makine gibi işleyen müthiş bir sistem takımı yarattı. Büyüklerin hegemonyasında olan bir ligde, seyircisiz bir takımın son 5 haftaya önde girmesi dünyada benzeri olmayan bir başarı. Ama Avcı çok önemli bir hataya düşüp bunda da ısrar ederek tarihi bir başarıyı riske atıyor. Fiziki olarak yetersiz yıldızlarda ısrar ediyor. İşte örnekler: Arda, Elia, Robinho.... Robinho transfer edildiği zaman, "Özel yaşantı için İstanbul kesinlikle bir Sivas değil. 1 ay bekleyelim, görelim" dedim. Haklı çıkacağımı da biliyordum. Robinho günden güne fiziki olarak eriyor. Arda'nın hiç hazır olmadığı artık herkes tarafından görülüyor. Elia'yı Başakşehir'e gelmeden önce Feyenoord'da keyifle izliyordum. Şu anda sanki dublörü oynuyor. İşte Avcı'nın ısrar ettiği, fiziki açıdan yetersiz üç yıldızı yüzünden takımı irtifa kaybediyor. Elinde çok güçlü bir Napoleoni var. Hem gol şansı var hem de 90 dakika koşuyor. F.Bahçe maçında mecburen Avcı oyuna aldı ve galibiyet golünü attı. Tabii ki birinci sınıf oyuncu değil ama güçlü... Bir başka örnek vereyim: Avcı, Robinho'yu santrfor oynatıyor. Bunun dışında elinde üç tane kaliteli birinci sınıf santrfor var. Adebayor, Demba Ba, Bajic. Robinho'yu da bunlara ilave ettiğimizde dört yıldız ama fiziki açıdan hazır olmayan santrforlar. Vedat Muriç bunların kalite olarak çok gerisinde ama müthiş fiziki gücüyle takımına yaptığı katkı Başakşehir'deki dört yıldızdan da en az iki kat daha fazla. Bilmem anlatabildim mi?