G.Saray 4 gün önceki kupa maçının tam aksine bir saha içi görüntüsü sergiledi. İlk 45 dakika Malatya'yı sahasına hapsettiler. Yüksek tempo, önde etkili takım presi, coşkulu futbolcular ve pozisyon zenginliği... Bir ara yüzde 80'lik bir topa sahip olma oranı G.Saray'da bugüne kadar rastladığımız bir tablo değildi. Devre sonundaki penaltı golüne kadar her türlü ofansif varyasyonları denediler. Çok eleştirilen Diagne dün gece nispeten hırslı ve daha hareketliydi. Fatih Terim, Diagne'nin moralinin yükselmesi ve mutlak gol atması için futbolcularına 'Fazla orta yapın' talimatı vermiş. G.Saray bu sezon ilk 45 dakikada uzak ara en fazla yüksek ortalar denediği maçı oynadı.
İkinci devrede de benzer bir başlangıç vardı. Kısa süre sonra da fark ikiye çıktı ve takım bunun rahatlığıyla kontrollü oyuna yöneldi, bu da çok doğruydu. Ama her şey iyi giderken G.Saray cephesinde herkesin keyfini kaçıran bir olay meydana geldi ve Marcao adeta harakiri yaparak çok gereksiz bir sarı kartı görüp F.Bahçe derbisinde cezalı duruma düştü. Luyindama'nın da cezalı olduğunu düşünürsek ciddi baş ağrıtacak bir sıkıntı oldu. Linnes'e ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Bu kadar maç eksiğine rağmen böylesine mükemmel bir performans sadece profesyonelliği bünyesine sindirmiş futbolcular için geçerlidir.
Malatyaspor'a gelince her yönleriyle son derece kötü bir futbol sergilediler. Başarılı takım savunmasıyla ligde isim yapan bu ekip dün gece bu konuda iflas etti. Alan daraltan, savunma kurgusu uygulayan bir takım karşısında eğer rakibin iki beki Mariano ve Linnes rekor sayıda etkili bindirmeler yapıyorsa fazla söze gerek kalmıyor. Eğer Robin Yalçın, Mina ve Donald olmasaydı tarihi bir fark yerlerdi.