Takımların genel transfer politikasında üzerinde titizlikle durduğum iki konu var... Birincisi; yıldız ve kariyerli futbolcu da olsa öncelikle olaya bakış açısını incelemek gerekir, kendisi için birinci planda futbol mu geliyor? Yoksa 'Hem hayatımı yaşarım hem de futbolumu oynarım mı?' diyor. İkinci önemli konu da bir evvelki sezon devamlı forma şansı bulmuş mu? Fiziki ve mantalite olarak hazır mı? Birinci konu için Ronaldo örneğini vermek istiyorum. "Benim için dünyada en önemli şey futbol. Bunun için hem kendime çok iyi bakıyorum, hem de sürekli çalışıyorum" diyor... İki sene önce Ronaldo, bütün sezon haftada iki maç oynadı. Şampiyonlar Ligi finaline çıktı. Hemen sonrasında EURO 2016'ya gitti. Hiç dinlenmeden geçtiğimiz sezona başladı. Yine 3 kulvarda haftada 2 maç oynadı. Yine Şampiyonlar Ligi finali... Hemen sonrasında tatil yerine Rusya'da Konfederasyonlar Kupası'na gitti. Bu kupa bitecek, yine dinlenmeden Real Madrid'de devam. Bütün buna benzer örneklere rağmen bizde hala koşmayan yıldızlara prim tanınıyor. Kötü oynayıp 1 maç kaybeden takım hakkında hafta arası maç yaptı, yorgunduk manzeretleri gündeme geliyor.
Fenerbahçe son iki senedir yanlış transferlerin sıkıntısını yaşıyor... Geçen hafta yazımda Van Persie ve Van der Wiel örneklerini vermiştim. Sokağa atılan paralar yürekler acısı... Gelelim bu sezona Aykut Kocaman ile sezon ortası söz kesilip birlikte bir transfer planı yapıldığı anlaşılıyor. Valbuena ve Dirar bana göre; çok isabetli tercihler. En önemlisi ikisi de geçen sezon takımlarında bütün sezon devamlılık sağladılar. Valbuena kaliteli bir kenar forveti. Hem geniş alanda hem de daha zor olan dar alanda. Defansların yerleşme düzenini bozan iki yöne de etkili çalımları var... Hangi kanatta görev alırsa arkasındaki bekin de ofansif katkılarını arttırıyor. Bu sene Şener ve Hasan Ali'nin hücum performansları artacaktır. Yalnız Valbuena'nın 10 numaralı pozisyonda düşünülmesi yanlış olur. Bu uygulama taktik gereği maçın belli bölümlerinde ancak olabilir.
Dirar; iyi tempolu bir sağ kanat oyuncusu... Hem arkada hem de önde görev yapabiliyor. Çok çabuk ve sprinter de bir yapısı var, futbolu da biliyor. Monaco- Juventus Şampiyonlar Ligi yarı finalinin ilk maçında Monaco'da canlı izledim. Monaco'nun en iyi oyuncusu Dirar'dı. Merak edip ertesi sabah L'Equipe gazetesine baktım. En yüksek puan Dirar'a verildi. Mehmet Ekici de faydalı olacaktır. Ama Fenerbahçe'nin pas trafiğini organize etmesini beklemek yanlış olur. Çünkü Mehmet Ekici'nin değişik önemli özellikleri var. Bu yüzden oyunu yönlendirecek bir orta saha transferi gerekli. Ama mutlaka iyi bir santrfor transferi şart.
VAN PERSİE'DEN BEKLENTİ ÇOK YÜKSEK OLMAMALI
Aykut Kocaman'ın, Van Persie ile ilgili son beyanatını okudum. Kocaman, "Van Persie topla daha çok buluşturulursa dünya çapında çok önemli bir santrfordur, taktiği onun üzerine kuracağım" diyor. Bu beyanata kesinlikle katılmıyorum. Günümüz futbolunda durum santrforu yok. Topla fazla buluşturabilmek için önce çok güçlü ve hareketli olacaksın. Ayrıca takımın ofansif gücünü artırmak için çapraz koşular yapacaksın. Karşı kaleye sırtı dönük icraatlarla orta saha futbolcularına ofansif alanlar açacaksın. Bunları yapabilmek için gücün olacak, yere sağlam basacaksın. Eğer Aykut Kocaman ben Van Persie'yi fiziki olarak güçlendireceğim deseydi, 'Bekleyip görelim' derdim. Ama 3 senedir bitik durumdaki Van Persie'den bunları bekliyorsa hayal kırıklığına uğrar!