Trabzonspor, erken penaltı golüyle maça adeta galip başladı. Hikmet Karaman'ın gereksiz yere uygulattığı demode 3'lü defans taktiği, Trabzon için büyük avantajdı. Çünkü Rize'nin hem kanatlarında boşluklar oluşuyordu, hem de 3'lü defansın aralarındaki uyumsuzluk açıkça gözüküyordu. Trabzonspor golden sonra öncelikle Zeki'nin katkısıyla etkili ataklar geliştirmeye başladı. Ancak bu olumlu görüntü kısa sürdü. Yenen beraberlik golünde hatlar arasındaki bağlantılar iyice koptu. Basit top kayıpları başladı. Ve Rize'nin kontrolünde devre bitti.
İkinci yarıya Trabzonspor yüksek tempolu ve atak başladı. Rizespor'u karşı alana hapsettiler. Ancak bu baskı N'Doye'un kaçırdığı net fırsat dışında üretkenliğe dönüşmedi. Bu arada genç Oğulcan sahneye çıktı. Bu devrenin en etkili Rizespor atağında yüzde yüzlük pozisyonu harcarken 30 saniye sonra takımı aleyhine gereksiz bir penaltıya neden oldu. 1 dakika içinde yenik durumu düşecekken galip duruma geçen Trabzonspor bunun büyük moraline rağmen yine oyundan koptu. Beraberlik golünü yediği gibi 3. golden de mucizeyle kurtuldu. Trabzonspor'un en büyük handikabı ofansif anlayışta belli bir plan ve programının olmamayışı. Bu yüzden enerji boşa harcanıyor. Pozisyon zenginliği bulunamadığı gibi takım savunmasında da arızalar gösteriyor.
Bana göre; kendi sahasında bile olsa bu kadroyla aşırı riske yönelmemek lazım. Rizespor kapasitesi sınırlı bir takım iyi niyetli mücadele ediyorlar ama en büyük şansları mükemmele yakın bir santrforu var. Kweuke 2 gol attı. 2 tane kaçırdı. Bir de Oğulcan'ın kaçırdığı net pozisyonun ilk hazırlayıcısıydı.