Geçen sezon Robin van Persie hakkındaki görüşlerimi yeri geldikçe vurguladım. En çok değindiğim konu şuydu: "Van Persie tartışılmayacak kadar kaliteli yıldız bir futbolcudur. Ama fizik gücü o kadar yetersiz ki bu şekilde yararlı olması mümkün değil. Bu yüzden birinci sınıf bir santrfor olmasa da çok faydalı olan Fernandao'ya görev verilmesi doğru bir tercihtir." "Van Persie niye yedek kalıyor" diye Vitor Pereira'ya sorulduğunda şu cevabı vermişti: "Fizik olarak hazır değil." Buna rağmen medyada yoğun bir Van Persie baskısı başladı. "Böyle bir yıldız, nasıl yedek kalır" eleştirileri sürekli gündeme geldi. Hollandalı yıldız da Pereira'ya net bir tavır aldı. Sonuçta Başkan Aziz Yıldırım, Pereira'ya; "Van Persie'yi oynat" talimatı verdi. Bu kararla birlikte hem Pereira'nın otoritesi zedelendi hem de Fernandao gibi çok yararlı ve formda bir santrfor kaybedildi. Bana göre; geçen seneki başarısızlığın da bir numaralı nedeni budur.
Yukarıda yazdıklarımı neden gündeme getirdiğimi şimdi açıklıyorum: Dirk Advocaat da Robin van Persie'yi yedek bıraktı. O da aynı Pereira gibi "Robin fizik olarak hiç hazır değil" dedi. Ama ne gariptir ki geçen sene Van Persie konusunda Pereira'ya ağır eleştirilerde bulunan medyanın bu sene bu konuda hiç sesi çıkmıyor. Van Persie de hocasına tavır almıyor. Peki Vitor Pereira'nın suçu ve günahı neydi?
DÖRT PUAN YOLUMUZU AÇAR
2018 Dünya Kupası Elemeleri'nde A Milli Takım'ın çok önemli iki sınavı var. Eğer iki maçtan dört puan alabilirsek yolumuz çok açılıyor. Tüm medya olarak Arda Turan konusunu gündemden kaldırıp, Fatih Terim'i zihinsel sıkıntıya düşürmememiz gerekiyor. Tabii ki Arda önemli ve yıldız futbolcumuz. Gönül isterdi ki böyle bir sorun olmasaydı. Ama bazı ciddi olaylar yaşanmış ki ve de arada geçen zamanda sorunu çözecek bir diyalog kurulamamış ki Fatih Terim gibi futbolcusunu her zaman kazanmak isteyen bir teknik adam böyle bir karar aldı. Unutmamak gerekir ki hiçbir futbolcu takımın üzerinde değildir. Önemli olan takım bütünlüğüdür. Bir son canlı örnek: Bana göre; dünyanın en iyi takımı Barcelona, Arda Turan'ın da görev aldığı maçta pazar gecesi Celta Vigo gibi sıradan bir takımdan 4 gol yedi.
Ukrayna çok dikkat edilmesi gereken bir takım... Fizik güçleri yüksek, kendilerine özgü oturmuş bir oyun modelleri var. Maçın kolay olmadığını gösteren yine 2 örnek var: Fenerbahçe, Avrupa Ligi'nde Zorya karşısında beraberliği son saniyede kurtardı. Beşiktaş da evinde Kiev'i yenemedi. Cumartesi gecesi Çaykur Rizespor-Beşiktaş maçı ile aynı saatte rastladığı için banda aldığım Leverkusen-Dortmund maçının 90 dakikasını dikkatle izledim. Çalhanoğlu, çok başarılı bir maç çıkardı. Yüksek tempolu maçın son bölümünde müthiş bir geniş alan deparı sonucu skoru garantileyen ikinci golün asistini yaptı. Ömer Toprak da çok iyi bir performans sergiledi. Emre Mor ikinci yarının tamamında görev aldı. Son derece hareketliydi. Sürekli yer değiştirerek alışılmış adam eksilten driplinglerini sergiledi. Tabii ki gençliğinden dolayı bazı temel eksikleri yine gündeme geldi. Yalnız bir şey dikkatimi çekti; sürekli hakem ve rakiple uğraşıyor. Bundan ivedilikle vazgeçmeli. Milli Takımımıza zor sınavlarında başarılar diliyorum.