Galatasaray, maça hırslı ve tempolu başladı... Ayrıca beklenmedik bir şekilde de ilk yarıda topa fazla sahip olma oranıyla oynadı. Ama takımın genelindeki ciddi saha içi rahatsızlıkları, alışılmış ofansif ve defansif arızaları yine gündeme getirdi... Başakşehir; ligimizin topun arkasına geçerek en iyi yerleşimli alan savunmasını uygulayan takımlarından bir tanesi. Bu yüzden yoğun baskıda Galatasaray ilk 45 dakikada tek net pozisyon bulabildi. Onda da Yasin'in kafa vuruşunu, Bekir çizgiden çıkardı. Bunun yanında bölüm bölüm gelişen Başakşehir kontratakları da hep tehlike koktu ve de devre başı ve sonunda iki de gol geldi.
İkinci yarıda Orhan Atik'in Denayer-Semih değişikliği, faydalı oldu. Semih, Başakşehir'in ileride nokta santrfor olarak iyi işler yapan oyuncusu Mehmet Batdal'ı agrasif markajla tesirsiz hale getirdi. Galatasaray'ın sahaya hırs yansıtması, maçı hem tek kaleye döndürdü hem de üretkenliği beraberinde getirdi. Yasin iki golle skora denge getirdi. Ardından maçın gidişatına göre Galatasaray'dan galibiyet golü beklenirken Başakşehir'in etkili forveti Visca, kritik anda tekrar takımına skor avantajı getirdi. Sonra da penaltı golüyle maç beraberlikle noktalandı.
Galatasaraylı futbolcular dün takım halinde çok koştular. İkinci yarıdaki futbolları da çok iyiydi. Sneijder, Yasin, Emre ve ikinci yarıda Olcan, öne çıkan isimlerdi. Eğer Podolski aşırı formsuz olmasaydı, bilhassa ters ayaklı Uğur Uçar sakatlanan arkadaşının yerine yer aldığında bu bölgeden yararlanabilirdi.
Medipol Başakşehir, dün deplasmandan bir puanla döndü... Üstelik 3 de gol attılar ama bana göre en olumsuz futbollarından birini sergilediler.
İyi bir pas trafiği olan takım bunu hiç sahaya yansıtamadı. Ayrıca fizik açıdan güçsüz diye eleştirilen Galatasaray karşısında fizik açıdan da geride kaldılar. Bu şartlarda aldıkları bir puan bence başarıdır.
Genelde yönetimlerini hiç beğenmediğim Özgür Yankaya'yı ilk defa methedecektim ama öyle bir penaltı yarattı ki bir çuval inciri yine berbat etti.