Fenerbahçe'nin 2-0 kaybettiği maçla ilgili neler söyleyeceksiniz?
İki takım arasında büyük bir fark var ama Akhisar oyunu domine eden, golleri bulan taraftı.
Akhisar mı iyi oynadı yoksa Fenerbahçe çok mu kötüydü?
Çok fazla Akhisar'ı seyredemiyorum ama seyrettiğim en iyi Akhisar değildi, iyi Akhisarlardan da değildi. Bu Akhisar'ın normal bir Fenerbahçe'yi yenmesi söz konusu olamaz. Ama Fenerbahçe o kadar kötü oynadı ki Akhisar değil, Çatladıkapıspor olsa orada Fenerbahçe'yi yenerdi.
Bir defa işin adını doğru koymak lazım:
Bu kadar büyük hatalar yapan bir savunma karşısında biraz akıllı adam golleri atar. İşte Gekas... Biraz akıllı adam, golleri attı. O kadar... Daha fazlasını da atarlardı.
Mesela şurada; Fenerbahçe'nin elinde -aksini iddia eden varsa, çıksın tartışalım- yerlisi ve yabancısıyla Türkiye'nin en iyi kadrosu var.
Eksiği-gediği var mı, yok mu o ayrı ama şu anda Türkiye liglerindeki en iyi kadro Fenerbahçe'nin elinde... Türkiye'de görevli herhangi bir teknik direktör o kadroya sahip olmak için can atar.
HOCA KADROYU TAŞIYAMIYOR
Fenerbahçe'nin Akhisar maçında oynattığı oyuncu sayısı 13... 11 kişi sahaya çıktı, 2 kişi değişti; toplam 13... Bu 13 kişiyi bir kenara bırakarak geri kalanlardan 11 yaparım, çıkar Akhisar'ı yenerim. Öyle bir kadrosu var Fenerbahçe'nin... Ama bu kadroyu İsmail Kartal taşıyamıyor.
Fenerbahçe, Akhisar maçına fizik olarak hazır değildi, moral olarak hazır değildi, bireysel olarak hazır değildi, takım olarak hazır değildi. Fenerbahçe şiddetle Galatasaray'a benzemeye başlamış.
İsmail Kartal'ın da günahı yok.
İsmail Kartal oraya 'teknik direktör' diye gelmedi.
İlhan Cavcav "Takımı gerekirse ben yönetirim" dedi, hocayı kovdu ya; Aziz Yıldırım, İlhan Cavcav'dan önce yaptı bu işi...
Geçen yılki hocayı 'cart' diye kovdu ve 'Ben takımı yöneteceğim' demedi ama oraya göstermelik bir adam koydu.
Hani diyorlar ya 'Türkiye'de 25 milyon Fenerbahçeli var' diye!.. O 25 milyonun, 25 milyonuna da 'Görevden alınan Ersun Yanal'ın yerine Fenerbahçe antrenörü kim olsun' diye sorsalardı, 'İsmail Kartal' diyen bir kişi çıkmazdı. İsmail Kartal oraya geldi. Peki niye geldi:
Aziz Yıldırım 'Artık ben yöneteceğim' dediği için...
Ersun Yanal gibi adama, Mustafa Denizli gibi adama, Aykut Kocaman gibi adama "Takımı sen mi şampiyon yaptın; ben yaptım" demeye meraklı Aziz Yıldırım bu sefer adını daha açık seçik koymak için İsmail Kartal'ı oraya getirdi. Ama işte sonuç bu...
Fenerbahçe her maç, biraz daha fizik bakımdan yetersiz görünüyor, biraz daha bitkin görünüyor, biraz daha yorgun görünüyor ve biraz daha kopuk görünüyor.
Ligin 4. haftasındayız ve Fenerbahçe'nin Beşiktaş, Trabzon, Galatasaray gibi Avrupa maçları da yok. Ligden başka hiçbir maçı yok. Yani en rahat durumdaki büyük ama en kötü oynayan büyük!
DEMEK Kİ ORTAM DEDİKODUYA MÜSAİT
Emre ve Volkan'ın, Akhisar maçı kadrosunda yer almaması iddiaları da beraberinde getirdi.
Volkan'ın, 11'de yer almadığı için, Emre'nin de Emenike kadroda olduğu için Akhisar'a gitmediği ileri sürüldü...
İddialar doğru da olabilir, yanlış da olabilir. Okuyorum ki Emre'de ciddi bir sakatlık varmış, bu hafta da oynamayacakmış. Galatasaray maçına kadar yokmuş, falan...
Ama işin önemli olan yanı; eskilerin çok yerinde, çok anlamlı bir lafı vardır; "Şüyuu vukuundan beterdir" diye... Bir şeyin kulaktan kulağa konuşulması, şayi olması, gerçek olmasından, gerçekleşmesinden beterdir. Bu Emre, Volkan dedikoduları, 'Biz sakatız' der demez, Akhisar'a gitmekten vazgeçer vazgeçmez birden yayılıyorsa,
'Fenerbahçe'de durumlar pek iyi değil... Fenerbahçe'deki durumlar fevkalade dedikoduya müsait...
Fenerbahçe'deki durumlar, fevkalade karıştırılmaya müsait' demektir. Önemli olan bu...
Fenerbahçe zamanında bundan çok daha kritik günler geçirdi.
Bu tür dedikodular çıkmadı.
Çıkanlara da gülüp geçti millet...
Bu defa ciddiye alındı. Demek ki Fenerbahçe'de düzeltilmesi gereken bir şeyler var.
BU İŞTE ÇOK BÜYÜK BİR YANLIŞLIK VAR!
Büyük takımların sezonda bir kere gittiği Manisa'da tribünlerin boş kalması için yorumunuz nedir?
Akhisar-Fenerbahçe maçında korkunç bir tablo vardı. Tokat gibi bir tablo... Maçla, skorla alakalı değil. Fenerbahçe ile Akhisar arasındaki maçtaki seyirci sayısı 2600!
Düşün ki sen Fenerlisin ve İzmir'de yaşıyorsun. İzmir, Manisa'ya, maçın oynandığı yere 55 dakika... İzmir'in neresinde olursan ol, Manisa'daki Akhisar Fener maçına gidip geri dönmen, İstanbul'daki Olimpiyat Stadı'na gidip dönmenden daha kolay!
Biz bu Passolig'de bir yanlış yaptık. Hiçbirimiz bunu görmedik, hiçbirimiz farkına varmadık.
Ne federasyon, ne kulüpler ne biz gazeteciler!
İstanbul'daki Fenerbahçeli, Fenerbahçe'yi seyretmek istiyorsa bir zahmet Passolig alsın. Ama İzmir'deki Fenerli, 'Fenerbahçe senede bir kere Akhisar'a gelecek' diye niye Passolig alsın!
Ben Monaco'daki, Berlin'deki, Londra'daki, Sdyney'deki Pekin'deki maça gidebiliyorum, Türkiye'de hiçbir maça gidemiyorum! Böyle bir şey icat ettik biz!
Bunu icat ederken sahalarda disiplin, şiddeti önlemek adına adımlar attık ama iş şuraya geldi: Türk futbolunu öldürürsek futbolda şiddet biter!
Kulüpler zaten maddi olarak batakta... Üstüne seyirci de gelmiyor.
İşte Fenerbahçe'nin forma reklamı almayacak, hovardalık yapacak hali var mı! Galatasaray dilenci parasına, Yasin'i bile satın almayan paraya bütün bir sene formasının ön tarafını sattı.
Resmen dilenci parası...
NİYET İYİ AMA SONUÇ FELAKET
Seneye bunlar da olmayacak.
Bunların da olmaması ne demek: Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş transfer de yapamayacak. Kadroları bundan da kötü durumda olacak. Cazibelerini kaybedecekler. Onlar cazibesini kaybedince lig daha da cazibesini kaybedecek. O zaman son kalan sponsorlar da çekilecek.
Türkiye'de bu uygulamaya derhal çözüm bulunmazsa futbolun kellesi kopar. 'Şiddeti önleyelim, tribünleri düzeltelim' diye çok iyi niyetle bir karar alındı. Ama ortaya çıkan sonuç felaket... Derhal el konulması gerekiyor.
Editör: Özge Aydın