Trabzonspor, Bankalar Birliği'nden borçlarını kapatarak çıkmayı başardı. Bu, kulüp tarihinin en büyük finansal devrimlerinden biri olarak kayıtlara geçti. Neden mi? Çünkü kulüp, 2030'a kadar her yıl 600 milyon TL civarında faiz yükü altında ezilecekti. 6 yılın sonunda ödenecek faiz miktarı bugünün oranlarıyla 3,6 milyar TL'ye ulaşıyordu. Sadece faiz yükü bile Trabzonspor'un geleceğine vurulmuş bir kelepçeydi. Stadyum gelirlerinden oyuncu satışlarına ve sponsorluklara kadar elde edilen tüm gelirler Bankalar Birliği'ne gidiyordu; kulüp, gelirlerin sadece yüzde 35'ine erişebiliyordu. Şimdi ise %100'lük bir finansal özgürlüğe kavuştu; artık her bir kuruş Trabzonspor'un kasasına girecek. Evet, bu durum sadece bir borç ödemesi değil, Trabzonspor'un ekonomik bağımsızlığının ilanıdır.
Başarının ardındaki en önemli unsur, stadyum sponsorluğundan gelen 40 milyon Euro'luk anlaşma oldu; Trabzonspor tarihinde bu denli büyük bir anlaşma görülmedi. Başkan Ertuğrul Doğan'ın liderliğinde yapılan bu hamle, kulübün finansal vizyonunun ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Ertuğrul Doğan, yalnızca bir başkan değil; ekonomik anlamda kulübün kurtuluşunu ve yeniden doğuşunu hazırlayan da bir mimar aynı zamanda… Kartal Projesi'nin hayata geçirilmesiyle birlikte, Trabzonspor borçsuz bir yapıya kavuşacak ve Türkiye'de borçsuz tek kulüp olmanın gururunu yaşayacak. Ekonomik krizlerle boğuşan ülke futbolunda, böyle bir başarı, kel-i menin tam anlamıyla devrim niteliği taşıyor.
DİRİLİŞİN HİKÂYESI OLACAK
Ancak, asıl mesele şimdi başlıyor: Sportif başarıya giden yolculuk. Şenol Güneş'in gelişiyle birlikte, Trabzonspor'un sadece finansal değil, sportif anlamda da yeniden yükselişe geçeceğine dair umutlar yeşeriyor. İşte bu noktada, sürdürülebilir ekonomi ile sürdürülebilir sportif başarının birbirini nasıl beslediğini görmek gerekiyor. Çünkü bir kulübün ekonomik sağlamlığı, aynı zamanda sahadaki başarının da zeminini oluşturacak. Dortmund, 2000'li yılların başında iflasın eşiğinden dönerek bugün Avrupa'nın en önemli kulüplerinden biri haline geldi; bunu yaparken finansal disiplin, altyapı yatırımı ve sürdürülebilir sportif planlamayı birleştirdi. Ajax ise genç yeteneklerini doğru zamanda parlatıp ekonomik açıdan istikrarlı bir yapıya kavuşarak Avrupa futbolunun zirvesine yeniden tırmandı. Bu kulüplerin hikâyesi, ekonomik ve sportif başarının birbirinden ayrılamaz bir bütün olduğunu gösteriyor. Trabzonspor'un başarısının kalıcı olması için ekonomik disiplinle sportif başarıyı aynı anda inşa etmesi gerekiyor. Bu aynı zamanda bir kültürel dirilişin hikâyesi olacak. Çünkü Trabzonspor, bu şehir için yalnızca bir futbol kulübü değil; tarihe, kültüre ve kimliğe kazınmış bir semboldür. Başarıya giden yolda, ekonomik istikrarın ve sportif başarının el ele yürüyeceği bir dönem başlıyor. Bu yürüyüş, Trabzonspor'un geleceğine altın harflerle kazınacak.