Tecrübe sert bir öğretmendir. Önce sınav yapar sonra ders verir. Bu tecrübe yere ceket atmakla kazanılmıyor. Akılla oluyor. Okan Buruk ve ekibi, Kayseri maçına kadar ciddi bir sınavdan geçtiler. Galatasaray zor kazansa bile takım olarak uyumlu, dikkatli, çalışkan, mücadeleci ve coşkuluydu. 17 puan toplayan Galatasaray'ın bir kadro istikrarı, oyun hafızası ve futbolcuların oynama alışkanlığı vardı. A Spor'daki 90'a programında, Kayserispor deplasmanının rotasyona açık olmadığı konusunda Okan Buruk'u uyarmıştım.
Okan Hoca ne yaptı? İleride bir yabancı oynatmak adına Kerem'i oynatmayıp Kazımcan'a sol bekte görev verdi ve önüne de fizik gücü sallanan Mertens'i monte etti. Kayserispor maçındaki kadro buram buram "Eyyam" kokuyordu. Çünkü Mata antrenmanlarda iyiydi. Mertens aman küsmesin diye ilk onbirde yer buldu. Kerem yoksa orada ya Rashica ya da Yusuf oynamalıydı. Mertens yedek soyunmaz diye bir kural mı var? Bu gereksiz rotasyon Galatasaray'ın sezon başı yakaladığı oyun ritmini bombaladı ve tüm takım domino taşı gibi devrildi. Mertens ilk 45'te sahada yürürken geriye yardıma gelmediği için genç Kazımcan'ın bölgesini, Kayserispor Onur ve Ramazan ikilisiyle yol geçen hanı yaptı. Mertens 1 dakika bile Kayseri'nin sol tarafını tehdit etmedi. Maç boyu ayakları titreyen Kazımcan hata yapmamak için çok çaba harcadı.
Kayserispor iki golü de Galatasaray'ın solundan geliştirdiği ataklarla buldu. Kafası ücretinde olan Boey da çok pas hatası yaptı ve yerine dönmekte hep geç kaldı. Dubois'i düşünmemek hataydı. Rotasyon mağduru Galatasaray sezon başından bu yana en etkisiz oyununu Kayseri'de oynadı ve daha farklı yenilgiyi yine Muslera sayesinde yaşamadı.