DEVLER Ligi'ne Brugge gibi sert bir deplasmandan puan alarak başlamak Galatasaray için moral oldu. Çünkü Belçika takımları Galatasaray'a hep ters geliyor. Galatasaray topa hep hakim oldu. Ancak Brugge'un Bonaventure ile Vanaken gibi çabuk oyuncularının Luyindama-Marcao ikilisinin arkasına yapacağı hızlı koşulara önlem almak için Fatih Terim savunmayı fazla öne çıkarmadı.
Luyindama, "Söyle ayna benden büyük stoper var mı?" gibi riskli ve aşırı güvenli oynamayı bırakmalı.
Galatasaray kağıt üzerinde bireysel becerileri ve tekniği yüksek oyunculardan kurulu bir takım. Bu oyuncular yüksek tempoda oynamıyor ve sürekli ayağa pas yaparak hücuma ağır çıkıyor. Kanatlardan hızlı hücum yapılmadığı sürece Falcao pozisyon bulmakta zorlanır. Terim mutlaka Falcao'yu besleyecek ve gol yollarında verimli olacak bir oyun düzeni planlamalı.
Galatasaray'ın saha içindeki en torpilli oyuncusu Babel olarak görünüyor. Hollandalı yıldız maalesef topla fazla oynuyor, gol yollarında çok egoist davranıyor. İlk yarıda akılalmaz bir gol kaçıran Babel'e birileri Falcao ile oynadığını ve pas vermesi gerektiğini hatırlatmalı. Nzonzi çok dengeliydi, basit oynamayı tercih etti, riske girmedi, rakipten kritik toplar çaldı ve buluştuğu topları hatasız kullandı.
Lemina fizik olarak tam hazır değil. Doğru pozisyon alan Seri çok çalıştı, oyunun yönünü değiştirdi. Seri'nin topla dikine gitme konusunda hızlanması gerekiyor.
Bir kalecinin ne kadar önemli olduğunu Muslera bir kez daha gösterdi. Muslera iki net gol pozisyonunda Bonaventure ile Okere'nin vuruşlarını mükemmel kurtardı.
Fatih hoca, Emre Mor'u kanatlara hız kazandırmak adına hazırlamalı ve Feghouli'ye de oyunu yönetme yetkisini vermeli. Emre girip Feghouli direksiyona geçince Galatasaray rakip kaleye daha etkili hücum etti.