BU yolda mağlup, galip sayılır sözüne Hatayspor yakışır. Galatasaray gibi şampiyonluğa oynayan bir takıma karşı 2-0 geriden gelip, 4 gol atmak ve maçı kazanmak Hatayspor tarihine geçecek uzun yıllar unutulmayacak bir zaferdir.
Hatayspor'un hocası ve oyuncularını teslimiyetçi bir ruha bürünmedikleri ve sonuna kadar savaştıkları için kutluyorum.
Galatasaraylı oyuncuların çoğu ilk 11'de yer bulmuyor. Ama bu tür kupa maçları bir fırsattır. Maalesef kulübede oturmak, bazı oyuncuları zihinsel olarak paslandırmış, sorumluluk duygularını köreltmiş.
Hatay'ın kötü zemini, iki takım için de mazeret kabul edilebilir çünkü engebeli zeminde bırakın mücadele etmeyi, top sürmek, üst üste 3 pas yapabilmek mümkün değil. Galatasaraylı oyuncular bu konuda zorlandı. Ama 2-0 öne geçmiş büyük bir takımın oyuncuları, artık oyunu kontrollerinde tutmalı ve rakibin baskısını da engellemeliydi.
2-2'lik skordan sonra dağılan, panikleyen bir Galatasaray izledik. Fatih Terim, yeniden bir yapılanma içine girecekse bazı yerli oyuncularla ilgili de "Galatasaray'da oynarlar mı" sorusunu mutlaka masaya yatırmalıdır.
Hataysporlu oyuncular, Galatasaray'a karşı sergiledikleri iki maçtaki oyunu lige de taşırlarsa Süper Lig'e rahat gelirler. Kupaların takımı Galatasaray, Hatay'da korku tünelinden geçmesine rağmen yarı finale yükselmeyi başardı. Ama alınan ağır yenilginin hesabını Fatih Terim mutlaka soracaktır ve sormalıdır.
VAR ile ilgili şüpheler oluşmaya başladı. Biz mi doğru kullanamıyoruz, yoksa yönetenler mi yetersiz? İsmail Çipe'nin hatalı yediği golün ortasında top dışarı çıkmış gibi göründü. Onyekuru'nun attığı golde de bence pozisyon ofsayt değildi.