Diagne'nin sürpriz sakatlığı, Galatasaray'ın oyun düzenine büyük zarar verdi. Mitroglou, defansın önünde pas istasyonu olamayınca Belhanda, Onyekuru ve Feghouli, kendi aralarında pas yapmak zorunda kalıyordu. Mitroglou'nun görüntüsü tükenmişlik sendromu sergiliyordu. 23. dakikada Feghouli'nin 'Al golü sen at' dercesine verdiği mükemmel pası, gol yapabilecek gücü bile yoktu. Terim'in ısrarla Mitroglou'yu oyunda tutmasını anlayamamıştım. Çünkü 'İlk değişiklik kim olur' diye sorsalardı, cevabım 'Mitroglou' olurdu. Diagne belki gol atmıyordu ama rakip savunmalara heybetiyle korku salıyor; Belhanda, Feghouli, Onyekuru üçlüsünün daha rahat oynamalarına yardımcı oluyordu. Ayrıca Galatasaraylı oyuncuların Diagne varmış gibi davranıp sağdan ve soldan yüksek ortalar yapmaları büyük bir taktiksel hataydı. Geriye yaslanan ve neredeyse topa dokunmayacak yüzdeyle oynayan Akhisar'ın savunması, bu yüksek topları kolay savuşturdu. Oysa üç gün evvel Lizbon'da Benfica bütün hücumlarda topu yayın üzerine kesip tehlikeli olmuştu. O maçı oynayan Galatasaraylı futbolcular, ribaunt bölgesine yerden pas kesmeyi bile düşünemediler. Çünkü kapanan savunmalara karşı en doğru hamle ceza alanı dışından atılan şutlardır. Ne yazık ki Belhanda- Feghouli ikilisi, dışarıdan şut atmak yerine Akhisar kalesinin dibine kadar girmeye çalıştı. Galatasaray baskılı görünmesine rağmen Onyekuru'nun etkili şutu ile Feghouli'nin direkte patlayan vuruşu dışında net pozisyon üretemedi. Başakşehirlilerin havaya zıpladığı, Galatasaray taraftarının karamsarlığa düştüğü anlarda gecenin yıldızı Akhisar'ın kalecisi Lukac, öyle büyük bir hata yaptı ki gecenin en kötüsü Mitroglou, bir büyücü gibi sahne alıp mükemmel bir vuruş sonucu attığı golle Galatasaray'ı şampiyonluk yarışında tuttu. Eğer Galatasaray, sezon sonunda hedefine ulaşırsa Mitroglou'nun golü tarihe geçer.