Yeni transferler genel olarak beğenilse de bu turda etkisiz bir görüntü çizdiler.
Özellikle Maicon eleştirileri oldu.
Galatasaray yönetimi, iki senelik başarısızlığının faturasını kendine değil, takıma kesti. Transferleri outlet mağazalara giren ve ne varsa alan gözü dönmüş insanlara benziyorlar.
Büyük düşünmek, pahalı düşünmek değildir. Podolski, Sneijder, Bruma üçlüsü toplamda 32 gol, 33 asist olmak üzere 65 golde imza koydu.
Başkan, takımı değiştirirken, "Yaşlandık, yaşlı bir takımdık.
Gençleşeceğiz" diyordu. Podolski ve Sneijder'in yaşları vardı ama geçen sezon Galatasaray'ı öne taşıyan, hücum zenginliği taşıyan Bruma daha 23 yaşındaydı... İsveç takımıyla oynanan maçta da gördük ki Galatasaray, hem Bruma'yı hem de Sneijder'i aradı. Maicon kafa toplarında iyi ama tek hamleli bir oyuncu. Bir Ujfalusi değil!
Belhanda'nın yetenekleri tartışılmaz ama oynadıkları kulüplere bakarsak asla bir istikrar abidesi olmamış.
Östersunds'la oynanan rövanş maçında da sorumluluk almadı, taraftarlara ve camiaya, "Sneijder'i aratmayacağım" mesajını veremedi. Farkını ortaya koyamadı.
Eğer Galatasaray'da Bruma ve Sneijder olsaydı, Gomis gol krallığının adayı olurdu. Gomis gibi bir golcüyü alıyorsun ama topla buluşturamıyorsun.
Feghouli'nin katılımı Gomis'i coşturabilir.
Galatasaray'ın olmazsa olmaz ihtiyacı yeni bir Melo bulmaktır. Kaptan Selçuk mehter takımı gibi oynuyor. Tolga ise sadece koşarak ve abuk subuk fauller yaparak oynamaya çalışıyor.
Galatasaray'ın üstelik ikinci bir golcüye ihtiyacı var çünkü Eren Derdiyok'la koca bir sezonu götürmek mümkün değil...